Kasten yaralama, hakaret ve tehdit suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2-3-a, 125/1-4, 106/2-a, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca, 150 gün adlî para, 90 gün adlî para ve 2.180 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 01/06/2012 tarihli ve 2008/3052 esas, 2012/2527 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 13/11/2013 gün ve 347955 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre;1-Sanığın üzerine atılı hakaret suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 125/1, 125/4. maddeleri uyarınca hükmolunan 105 gün adlî para cezasının, aynı Kanun'un 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak 87 gün adli para cezası olarak belirlenmesi gerekirken, 90 gün adli para cezası olarak belirlenmesinde,2-Sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun'un 86/2 ve 125/1. maddeleri uyarınca hükmedilen 150 ve 90 gün adlî para cezalarının, aynı Kanun'un 52/1-2. maddeleri gereğince para cezasının miktarının belirlenmemesinde,3-Sanık hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-a maddesi uyarınca hükmedilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının kısa süreli hapis kapsamında bulunmadığı hâlde, aynı Kanun'un 50/1-a maddesinde belirtilen adli para cezasına çevrilmesinde, isabet görülmemiştir.??denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Yaralama, hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 01/06/2012 tarihli kararı ile, adlî para cezalarıyla cezalandırılmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın tebliğ edilerek temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında her üç suç yönünden de kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Seçimlik cezalardan adli para cezasının tercih edildiği hakaret ve yaralama suçlarında, gün üzerinden belirlenen sonuç cezanın adli para cezasına çevrilmemesi, hakaret suçunda hesap hatası yapılarak fazla ceza verilmesi ve tehdit suçundan hükmolunan hapis cezasının kısa süreli olmamasına karşın, adli para cezasına çevrilmesine yönelik hukuka aykırılıklara ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni hukuka aykırılık durumlarının incelenmesi gerekmektedir. 5237 sayılı TCK'nın 125/4. maddesinde; “Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.” hükmü yer almaktadır.İncelenen dosyada, sanık ve mağdurların birlikte ikamet ettikleri evde meydana gelen hakaret eylemi nedeniyle, aleniyet unsuru gerçekleşmemesine karşın, hükmolunan cezada, TCK’nın 125/4. maddesi ile artırım yapılarak sanığa fazla ceza verilmiştir. Ayrıca, sanığın tartışma sırasında anne ve babası olan mağdurlara bıçak çektiğinin kabul edilmesine karşın, aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda, zincirleme suç hükümleri gereği tehdit suçundan bir kez ceza verilip, bu cezanın Türk Ceza Kanunu’nun 43/2. maddesi ile artırılması gerektiği gözetilmeyerek, eksik cezaya hükmolunmuştur.Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedenleri, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Y.C.G.K.'nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1)Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,2)Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedenleri açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma istemlerinin incelenmesine, 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.