Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 31419 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 30281 - Esas Yıl 2013





İş ve çalışma hürriyetinin ihlali ve hakaret suçlarından şüpheliler ..., .... ve .... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda,... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/10/2011 tarihli ve 2011/111318 soruşturma, 2011/52661 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin, mercii .... Ağır Ceza Mahkemesinin 25/02/2013 tarihli ve 2013/396 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/09/2013 gün ve 266912 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, şüpheliler hakkında isnad edilen suçları işlediklerine dair delil olmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, müşteki vekilinin dilekçesinde belirttiği tanık.....'ın ve olaya ilişkin diğer işyeri çalışanlarının beyanlarına başvurularak, söz konusu teminat senedinin alınıp alınmadığının tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: İş ve çalışma hürriyetinin ihlali ve hakaret iddialarından şüpheliler ..., .... ve....haklarında yapılan soruşturma sonucunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 27/10/2011 tarihli kararıyla, delil yetersizliği gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, müşteki ... vekilinin karara süresinde itirazı üzerine, mercii .... Ağır Ceza Mahkemesinin 25/02/2013 tarihli kararıyla itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı, müşteki vekilinin eksik soruşturma yapıldığına ilişkin müracaatı üzerine, kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara müşteki vekili tarafından eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle yapılan itirazın reddine dair, mercii kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.Aynı Kanun'un “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise; “(3) Mahkeme, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer sulh ceza hâkimini görevlendirebilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.(4) Mahkeme istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.İncelenen dosyada, müşteki ....vekilinin ....Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 27.09.2011 tarihli dilekçesinde, şüpheliler ..... ve ....i'nin işyerinde işçi olarak çalışan müvekkili .....'dan, işe giriş sırasında imzalı boş senet alındığını, çıkış işlemi yapılırken ise, kendi rızasıyla ayrıldığına dair baskı yoluyla belge alındıktan sonra ilk senedin verildiğini, ayrıca ustabaşı olan şüpheli ...'in müvekkiline hakaret ettiğini beyanla şikayetçi olduğu, yapılan soruşturma sonucunda, şüphelilerin ifadesinin alındığı ancak, müşteki ve şikayet dilekçesinde tanık olarak gösterilen ..... dinlenilmeden, delil yetersizliği gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, itiraz merciince soruşturmanın eksik yapılmış olduğu gözetilerek, itirazın kabulüyle Ceza Genel Kurulunun 04.12.2007 tarih ve 2007/247-257 sayılı kararı uyarınca, soruşturmanın tamamlanması için dosyanın ....Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerekirken, itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1-.... Ağır Ceza Mahkemesinin 25/02/2013 tarih ve 2013/396 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.