İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanık ...'nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 184/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının aynı Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve hak yoksunluklarının uygulanmasına dair,... Asliye Ceza Mahkemesinin 01/04/2009 tarihli ve 2008/262 esas, 2009/316 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/09/2013 gün ve 279502 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; Dosya kapsamına göre:“1-Sanığın inşaat ruhsatı almadan kaçak inşaat yapmak seklinde kabul edilen eyleminden dolayı, mahkemece imara aykırılığın giderilmemiş olması göz önünde bulundurularak sanık hakkında 5271 sayılı Kanun'un 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 184/5. maddesinde yer alan "'Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar plânına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar." şeklindeki düzenlemeye göre, kişinin kararın kesinleşmesinden sonra kaçak inşaatı ruhsata uygun hale getirmesi hâlinde cezanın bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacak olması karşısında, mahkemenin, anılan maddedeki özel etkin pişmanlık hükmünü dikkate alan gerekçeyle iki ayrı kurumun uygulama şartlarını birleştirerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde,2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/4. maddesinde yer alan "Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz." hükmüne aykırı olarak, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı Kanun'un 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda,.... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 01/04/2009 tarihli kararıyla, erteli 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 53. maddesi uyarınca güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına, sanığın hazine arazisine yapmış olduğu dava konusu yeri eski hale getirmediği ve kullanmaya devam ettiği gerekçesiyle yasal şartlar oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği, yüze karşı verilen kararın bu suç yönünden temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:a- Mülkiyeti Hazineye ait olan yere ruhsatsız inşaat yapan ve eski hale getirmeyen sanığın eylemine, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesine,b- Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK’nın 53/4. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesine ilişkindir. III- Hukuksal Değerlendirme:1- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunun değerlendirilmesi, 5237 sayılı TCK’nın “ İmar kirliliğine neden olma" başlıklı 184. maddesinin etkin pişmanlık hükümlerinin düzenlendiği 5. fıkrasında; “Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.” hükmüne yer verilmiştir.İmar kirliliğine neden olma suçunda etkin pişmanlık düzenlemesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumun mukayeseli olarak ele alındığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.02.2014 gün ve 2013/4-691 esas, 2014/91 sayılı kararında, “TCK'nun 184. maddesi ile korunan hukuki değerin, çevrenin korunması olması ve bu suçun işlenme sıklığı ve yoğunluğu ile sosyal ve toplumsal bir sorun olması gerçeği karşısında, kanun koyucunun faili cezalandırmaktan daha çok, suçun olumsuz etkilerini ortadan kaldırma ve suçun yeniden işlenmesini önleme amacını esas aldığı, bu amacı gerçekleştirmeye yönelik olarak da kamu davasının açılmaması, açılmış davanın düşmesi veya mahkum olunan cezanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasını amaçladığı görülmektedir.CMK'nın 231. maddesinin uygulanma şartları ile TCK'nın 184/5. maddesi karşılaştırıldığında, imar kirliliğine neden olma suçuna özgü olarak düzenlenen 184/5. maddesi ile fail açısından daha lehe sonuçlar öngörülmüştür. Nitekim fail hakkında hükmolunan ceza kesinleşse dahi, suça konu binanın imar planına veya ruhsatına uygun hale getirilmesi halinde bir süre şartı aranmaksızın ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacak, açılmış olan kamu davasının yine süre şartı aranmaksızın düşmesine karar verilecektir. CMK'nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanması ise objektif şartların yerine getirilmesi ve mahkemece sanığın yeniden suç işlemeyeceğine ilişkin kanaate ulaşılması halinde mümkün olacak, açılmış olan kamu davasının düşmesine karar verilebilmesi için ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra sanığın beş yıllık denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlememesi gerekecektir.” görüşlerine yer verilmiştir. Bu itibarla, imar kirliliğine neden olma suçunda ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirerek daha lehe olan özel hüküm niteliğindeki TCK'nın 184/5. maddesindeki düzenlemeden yararlanma imkânı bulunan ancak bu edimini yerine getirmeyen fail hakkında, CMK'nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma imkânı bulunmadığı anlaşıldığından, bu konuya ilişkin kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.2- Hak yoksunlukları hususunun değerlendirilmesi,5237 sayılı TCK'nın 53/4. maddesindeki "Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz" şeklindeki düzenleme karşısında; aynı Kanun'un 184/1, 62. maddeleri gereğince hükmolunan ve 51. maddeye göre ertelenen 10 ay hapis cezası nedeniyle, sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden, 1- İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanık ... hakkında, ... Asliye Ceza Mahkemesince verilen 01/04/2009 tarih ve 2008/262 esas, 2009/316 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, 2- Aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrasındaki düzenlemeye göre; hüküm fıkrasında yer alan 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının uygulanmasına dair paragrafın hükümden çıkarılmasına,3- Koşulları oluşmadığından bir nolu kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, karardaki diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.