Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 31249 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13140 - Esas Yıl 2014





Tehdit suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine dair ...Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen 20.01.2012 tarih ve 2010/469 Esas 2012/57 Karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 04.02.2014 tarih ve 2012/24249 Esas 2014/3287 Karar sayılı kararıyla; "Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın, katılana hitaben yazdığı mektubun tamamı göz önünde bulundurulduğunda; yetkili makamlara başvuruda bulunulacağının dile getirilmesinden ibaret sözlerin kişinin hayatına veya vücut dokunulmazlığına yönelik saldırı gerçekleştireceğini bildirme niteliğinde olmadığı ve TCK'nın 106/1. maddesindeki suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve sanık ...'in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA" karar verilmiştir.I- İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/03/2014 tarih ve 2012/156539 sayılı yazısı ile;"Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.Tehdit suçuyla korunan hukuki yarar kişinin, korkusuzca, herhangi bir endişe duymadan,huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamaktır.Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur. genel kasıt altında işlenmesi yeterlidir.Maddi olayda, ... Tipi Kapalı Cezaevinde gasp, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından tutuklu olarak bulunduğu sırada, hakkında yürütülen soruşturmadan görevi nedeniyle sorumlu tuttuğu müştekiye hitaben yazmış olduğu 15/11/2006 tarihli mektupta "sen sanıyor musunki biz ceza aldığımız zaman sen orada oturabileceksin", "ilk mahkeme tutukluluk haline dediği zaman ilk yakacağım kişilerden biri sensin" şeklinde tehdit içerikli sözler sarf etmek şeklindeki eyleminde sanığın, katılanın vücut bütünlüğüne yönelik bir eylem gerçekleştireceğini belirterek katılanın iç huzurunu bozmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle sanığın katılanın iç huzuru bozarak onu yaralayabileceği endişesine yöneltmektedir.Bu itibarla sanığın katılana gönderdiği mektup ile tehditte bulunduğu dosya kapsamından anlaşıldığı halde, Yüksek Dairece sanık hakkında ... Sulh Ceza Mahkemesinin 20/01/2014 gün ve 2010/469 E- 2012/57 K sayılı ilamının sanığın eyleminin tehdit suçunu oluşturmadığına yönelik bozma kararının hukuka aykırı nitelikte olduğu ve itirazen kaldırılarak hükmün onanmasına karar verilmesi, gerekmektedir.SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,1- İtirazımızın KABULÜNE,2- Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, 04/02/2014 tarih ve 2012/24249 Esas 2014/3287 Karar sayılı ilamıyla verilen bozma kararının KALDIRILMASINA,3- ... Sulh Ceza Mahkemesinin, 20/01/2012 gün ve 2010/469 E. 2012/57 K.sayılı ilamıyla, sanığın, TCK'nın 106/1, 62 maddelerinden 5 Ay Hapis ve TCK'nın 53/1 maddesince cezalandırılmasına ilişkin kararın ONANMASINA,4- İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:II- İTİRAZIN KAPSAMIİtiraz, tehdit suçundan, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair, Dairemizin 04/02/2014 tarihli kararına ilişkindir.III- KARARDosyanın incelenmesinde, ...Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen başka bir soruşturmada, örgüt kurma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma suçlarından tutuklu yargılanan sanığın, Jandarma muhbiri olarak çalıştığını iddia ederek tutuklanmasına neden olduğunu düşündüğü katılan Astsubaya hitaben cezaevinden yazdığı ve haksız yere cezaevinde bulunduğunu söyleyip katılanın da usulsüz işlemlerini ve kendisini nasıl kullandığını anlatacağını belirttiği mektupta “...sen sanıyor musun ki biz ceza aldığımız zaman sen orada oturabileceksin... , ...ilk mahkeme tutukluluk haline dediği an ilk yakacağım kişilerden biri sensin...” sözlerine yer vermesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın, katılana hitaben yazdığı mektubun tamamı göz önünde bulundurulduğunda; sanığın delil, yer ve kişi göstererek katılanın usulsüzlükleri nedeniyle yetkili makamlara başvuruda bulunulacağının dile getirildiği, sözlerin kişinin hayatına veya vücut dokunulmazlığına yönelik saldırı gerçekleştireceğini bildirme niteliğinde olmadığı ve TCK'nın 106/1. maddesindeki suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek,Dairemizin 04.02.2014 tarih ve 2012/24249 Esas 2014/3287 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.