MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : İmar kirliliğine neden olma, mühür bozmaHÜKÜMLER : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;1-Sanığa yükletilen mühür bozma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.Ancak;Sanık hakkında kısa süreli hapis cezasından çevrilip ödenmeyen adli para cezalarının nasıl infaz edileceğinin 5275 sayılı Kanunun 109 ve bu kanunun uygulanmasını öngören 2006/10218 numaralı Tüzüğün 51. maddesinde belirtildiği ve hükmün kesinleşmesinden sonra Cumhuriyet Savcılığının görevi dahilinde değerlendirilmesi gereken bir husus olduğu gözetilmeden, adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğine karar verilmesi,Kanuna aykırı ve sanık ...’in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye aykırı olarak, “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine" ibaresinin karardan çıkarılması biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,2-İmar kirliliğine neden olma suçuna ilişkin hükme yönelik temyize gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;a) 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 5. maddesinde bina kavramı, "kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü, insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır" biçiminde tanımlanması karşısında; mahallinde bilirkişi marifetiyle yapılıp yapının "bina" niteliğinde olup olmadığı saptanmadan yetersiz gerekçe ve eksik kovuşturma ile beraat kararı verilmesi, b) Sanık hakkında kısa süreli hapis cezasından çevrilip ödenmeyen adli para cezalarının nasıl infaz edileceğinin 5275 sayılı Kanunun 109 ve bu kanunun uygulanmasını öngören 2006/10218 numaralı Tüzüğün 51. maddesinde belirtildiği ve hükmün kesinleşmesinden sonra Cumhuriyet Savcılığının görevi dahilinde değerlendirilmesi gereken bir husus olduğu gözetilmeden, adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğine karar verilmesi,Kanuna aykırı ve sanık ...'in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.