Hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine dair ...Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen 30.07.2009 tarih ve 2008/576 Esas 2009/674 Karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 21.01.2014 tarih ve 2012/36850 Esas 2014/1464 Karar sayılı kararıyla; "2-Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince,Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;Sanığın, eşinin telefonla kendisini arayarak, Belgi inşaat firmasından on kişilik grubun geldiğini ve eve zorla girmek istediklerini, kapıyı kıracaklarını bildirmesi üzerine, aceleyle gelip apartman merdivenlerini çıkarken, kapısının önünde duran kalabalığa hitaben hakarette bulunduğu olayda, “sanığın, aksi kanıtlanamayan ve bir kısım tanıklarca da doğrulanan, “gelenlerin keşif heyeti olduğunu bilmediği” yönündeki savunması karşısında, TCK'nın 30/2. maddesi tartışılmadan, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA," karar verilmiştir.I- İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/02/2014 tarih ve 2010/275706 sayılı yazısı ile;"Bilindiği üzere "hata" hali 5237 sayılı TCK'nın 30. maddesinde düzenlenmiş olup anılan maddede "(1) Fiilin icrası sırasında suçun kanunî tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hâli saklıdır.(2) Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.(3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır(4) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz" şeklinde düzenlenmiştirAnılan maddede çeşitli hata halleri düzenlenmiştir. Birinci fıkrada suçun maddi unsurlarında hata yani unsur yanılgısına yer verilmiştir. Başka bir deyişle suçun kast bakımından bilinmesi gereken unsurlarındaki hatayı ifade eder.Maddi unsurlarda yanılgı o suç ile ilgili yanlış ve eksik bilgi şeklinde ortaya çıkar. Bu durumda kast ortadan kalkacağı için fail hakkında beraat kararı verilecektir. Ancak fail maddi hususlarda eksik ve yanlış bilgi değil de şüphe ile hareket etmişse veya olası kast yada bilinçli taksir söz konusu ise hatadan söz edilemez. Diğer taraftan maddi hatanın kişinin kusuruna dayanması durumunda bu fıkranın uygulama alanı bulunmamaktadır.Maddenin ikinci fıkrasında da, suçun nitelikli unsurlarında hatayı düzenlemektedir. Bu durum da kastı ortadan kaldıracağı cihetle, failin yalnızca suçun temel şekline göre cezalandırılır. Bu fıkrada belirtilen hata halinde kişi suçun temel haline ilişkin unsurlarında hataya düşmemiş ancak nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hata ile hareket etmiştir.Kanunun 30/3. maddesinde iki farklı, hem hukuka uygunluk nedenlerinde hem de kusurluluğu etkileyen nedenlerin maddi şartlarındaki hata hali düzenlenmiştir. Kusurluluğu ortadan kaldıran veya azaltan bir nedenin maddi şartlarındaki yanılgı durumunda fail bu hatasından yararlanır ancak hatanın kaçınılabilir olması halinde; sanık cezalandırılacaktır.Maddenin dördüncü fıkrasında ise fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda hata haline yer verilmiştir. "Fail kusurlu sayılması için, işlediği fiilin hukuk düzeni tarafından haksız kabul edildiği bilincinde olması gerekir. Fail yapacağı bir davranışın toplumsal düzeni korumayı amaçlayan sosyal ve hukuksal kurallara aykırı düştüğü bilincinde ise, haksızlık bilinci vardır." (Türk Ceza Kanunu, Osman Yaşar, Hasan Tahsin Gökcan, Mustafa Artuç shf.820), Diğer yandan kaçınılabilir bir hataya düşen failin cezalandırılması gerekecektir.Tüm bu açıklamalar ışığında, dava konusu maddi olay değerlendirildiğinde, ... İcra Hukuk Mahkemesi 2008/115 Esas numaralı kıymet takdirine itiraz davasına ilişkin yargılama dosyasının keşfini yapmak için şikayetçi hakim...başkanlığında mağdur katip ..., mağdur mübaşir ..., mağdur bilirkişiler ..., ..., ... ve mağdur şoför ...'tan teşekkül eden keşif heyeti ile keşfe çıkmıştır.Mahkeme keşif heyeti keşif mahalline geldiğinde sanık ...'in evinin kapısı çalınmış ve bizzat mahkeme hakimi tarafından ve de keşif heyetindeki diğer kişiler tarafından sanık ...'e mahkeme olarak keşfe gelindiği, keşif yapılacağı bildirilmiştir.Keşif heyeti başkanı mahkeme hakimi şikayetçi Nesrin Kocademir bizzat kendini tanıtarak sanık ...'e keşif için gelindiği belirtmesine rağmen sanığın, keşfe müsaade etmeyeceğini belirtmiş ve mahkeme hakimi şikayetçiye yönelik onur ve saygınlığını rencide edebilecek şekilde 'bu kadın, kadına bak' şeklinde hitaplarla alenen hakaret etmiştir.Bu sırada sanık ...'in eşi olan ...'e haber vermesi üzerine olay yerine sanık ... gelerek, keşif mahallinde keşif heyetine alenen 'kim benim evime girmek istiyor, hepsinin ecdadını sikerim' şeklinde hakaret ettiği, şeklinde gerçekleşen eylemde, sanık ...'in keşif mahalline gelen heyetin mahkeme hakimi ve yardımcı personeli olup olmadığını bilmediğini olay mahallinde bulunanların Belgi inşaat firmasından on kişilik grubun geldiğini ve eve zorla girmek istedikleri düşüncesiyle hareket ederek sanığın atılı suçu işlediğinin kabul edilmesi hayatın olağan akışına aykırı nitelikte bulunmaktadır. Sanık ... eşine telefon ederek olay yerine çağırdığı ve sanık ...'in olay yerine geldiği sırada gelenlerin kimler olduğunu bilmediğine yönelik savunmaya itibar edilmeyeceği nedenle, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 21/01/2014 gün ve 2012/36850 Esas, 2014/1464 Karar sayılı ilamı hukuka aykırı nitelikte olup anılan kararı itiraz edilmiştir SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya kapsamına göre, 1- İtirazımızın KABULÜNE,2-Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 21/01/2014 gün ve 2012/36850 Esas, 2014/1464 Karar sayılı ilamıyla sanık ... hakkında verilen bozma kararının KALDIRILMASINA,3-...Sulh Ceza Mahkemesi'nin 30/07/2009 tarih ve 2008/576 E-2009/674 K sayılı ilamıyla sanık ... hakkında TCK 125/1-3/a, 125/4, 43/2 maddelerinden 1 yıl 14 ay 7 gün hapis ve TCK 53/1 madesi ile cezalandırılmasına ilişkin kararın ONANMASINA,4-İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:II- İTİRAZIN KAPSAMIİtiraz, hakaret suçundan, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair, Dairemizin 21/01/2014 tarihli kararına ilişkin olup, sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hüküm inceleme dışı bırakılmıştır.III- KARARDosyanın incelenmesinde, sanığın, eşinin telefonla kendisini arayarak, Belgi inşaat firmasından on kişilik grubun geldiğini ve eve zorla girmek istediklerini, kapıyı kıracaklarını bildirmesi üzerine, aceleyle gelip apartman merdivenlerini çıkarken, kapısının önünde duran kalabalığa hitaben hakarette bulunduğu olayda; sanığın evinin kapısına gelen kişilerin mahkeme heyeti olduğunu bilmediği, aksine Belgi inşaat firmasından gelindiğini düşündüğü şeklindeki savunmasının, kendisine olayı haber veren sanık ... ile tanıklar ... ve ... tarafından doğrulanması, ayrıca mağdurların da sanık ...'in, kendilerine mahkeme heyeti olduğunu bilerek hakaret ettiğine dair bir beyanlarının olmaması karşısında, Dairemizce bu hususlar gözönünde bulundurulup TCK'nın 30/2 maddesi tartışılmak suretiyle yeniden bir değerlendirme yapılması yönünden mahkeme kararının bozulduğu, gözetilerek,Dairemizin 21.01.2014 tarih ve 2012/36850 Esas 2014/1464 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.