Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28732 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13518 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 4 - 2011/141447MAHKEMESİ : Bakırköy(Kapatılan) 2. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 28/09/2010NUMARASI : 2009/851 (E) ve 2010/1053 (K)SUÇ : Tehdit Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre,belirlenen günden önce duruşma yapılması ve bu celsede karar verilmesi suretiyle şikayetçi vekilinin hakları kısıtlanması nedeniyle hükmü temyize hakkı bulunduğu değerlendirilerek dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Şikayetçi M.. B..'ın suçun mağduru ve suçtan zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMK'nın mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan, şikayetçi vekilinin hazır bulunduğu duruşmada belirlenen tarihten önce duruşma yapılarak, şikayetçinin dinlenmesinden vazgeçilmek suretiyle, yargılamaya devam edilerek karar verilmesi,2-Kabule göre de; Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir.Bu açıklamalar doğrultusunda, somut olayda, “sanığın, eliyle boğazını kesme hareketi yaparak müşteki ve yanındaki aile fertlerini" sizi öldüreceğim, geberteceğim, rezil edeceğim" biçimindeki sözlerle tehdit ettiğinin kabul edilmesi karşısında, öfkenin suç kastını kaldırmayacağı, tehdit suçunda tasarlama öğesinin bulunmadığı, söylenen sözlerin objektif olarak elverişli ve yeterli olması nedeniyle olayda tehdit suçunun oluştuğu gözetilmeden, kanuni olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi M.. B.. vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.