Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28260 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28557 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : İmar kirliliğine neden olma, mühür bozmaHÜKÜMLER : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: A) Mühür bozma suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddeleri uyarınca sanık ...'ın tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,B) İmar kirliliğine neden olma suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince,Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- ...'nın 11.05.2011 tarihli yazısında, suça konu binanın yapıldığı yerin belediye mücavir alan sınırları içerisinde bulunup özel imar rejimine tabi yerlerden olmadığının, 27.06.2011 tarihli bilirkişi raporunda ise, ... Belediyesi mücavir alanı içerisinde özel imar rejimine tabi yerlerden olduğunun belirtilmesi karşısında; TCK'nın 184/4. maddesi ''3. fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır'' hükmü uyarınca mücavir alanda anılan maddenin birinci fıkrasının uygulanmaması nedeniyle, suça konu yapının özel imar rejimine tabi yerde kalıp kalmadığı kuşkuya yer vermeyecek biçimde saptanarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik kovuşturmayla mahkumiyet kararı verilmesi,2- Kabule göre de; Sanığın temyiz dilekçesinde, aynı eylem nedeniyle 27.09.2010 tarihli yapı tatil tutanağına istinaden ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/786 Esas, 2011/269 Karar sayılı dosyası ile yargılanıp ceza aldığını ve kararın temyiz edilmiş olması nedeniyle henüz incelemeden dönmediğini ileri sürmesi karşısında, anılan dava dosyası getirtilip incelenerek, iddianame tarihi itibariyle hukuki kesinti olup olmadığı ve TCK'nın 43. maddesinin uygulanma olanağı ve kesinleşmiş karar bulunması halinde de ceza mahsubu olanağı bulunup bulunmadığı hususları tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.