Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun, 125/3-a, 125/4, 43/2, 129/1, 62, 106/1-1, 43/2, 29 ve 62. maddeleri gereğince 8 ay 26 gün hapis ve 4 ay 20 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının aynı Kanun'un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine dair,... Sulh Ceza Mahkemesinin 27/01/2009 tarih ve 2008/563 esas, 2009/48 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/05/2013 gün ve 142565 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre,1-Sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 125/3-a, maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 125/4. maddesi gereğince 1/6 oranında artırılarak 1 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun'un 43/2-1. maddesi uyarınca 1/4 oranında artırılarak 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 129/1. maddesi gereğince 1/3 oranında indirilerek 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun'un 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirilerek 9 ay 21 gün yerine yazılı şekilde eksik ceza verilmesinde,2-Sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 106/1-1. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 43/2-1. maddesi uyarınca ¼ oranında artırılarak 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 29/1. maddesi gereğince 1/2 oranında indirilerek 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanunun 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirilerek 3 ay 3 gün yerine yazılı şekilde fazla ceza verilmesinde,İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 27/01/2009 tarihli kararıyla, hapis cezaları verilerek, 3 yıl denetim süresi belirlenmek suretiyle cezalarının ertelendiği, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işleyerek mahkum olması üzerine, aynı mahkemenin 03.10.2012 tarihli ek kararıyla erteli cezalarının aynen infazına karar verildiği, itiraz edilmeksizin kesinleşen bu kararın infazı sırasında, her iki suçdan hükmolunan cezalarda hesap hatası yapıldığı gerekçesiyle, kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı: Hakaret ve tehdit suçlarından kurulan ve aynen infazına karar verilen hükümlerde, hesap hatalarına bağlı olarak eksik ve fazla ceza tayinine yönelik, hukuka aykırılıklara ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.Kanun yararına bozma konusu yapılan karar, sanık hakkında, hakaret ve tehdit suçlarından ... Sulh Ceza Mahkemesinin 27/01/2009 tarih ve 2008/563 esas, 2009/48 sayılı kararı ile verilen hapis cezalarına ilişkindir. Bu ilamla sanığa verilen hapis cezalarının ertelendiği, kararın 04.02.2009 tarihinde kesinleştiği, akabinde 3 yıllık denetim süresi içerisinde, sanığın 02.07.2010 tarihinde kasıtlı bir suç işleyerek kesinleşmiş ilamla mahkumiyetine karar verilmesi üzerine, erteli ilamının aynen infazı için ihbarda bulunulduğu ve... Sulh Ceza Mahkemesinin 03.10.2012 tarihli ek kararıyla erteli hapis cezalarının aynen infazına karar verildiği, bu kararın da itiraz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir.Şu halde uyuşmazlık konusunda bir karar verilebilmesi için, öncelikle aynen infaza ilişkin hatalı ceza hükümleri içeren kesinleşmiş nitelikteki bu kararın da kanun yararına bozma konusu yapılması gerekmektedir. Zira, 03.10.2012 tarihli ek kararda açıkça, hatalı nitelikte olan 4 ay 20 gün ve 8 ay 26 gün hapis cezalarının tamamen infazına karar verilmiştir. Bu karar ortadan kaldırılmadan, ilk kararın bozulması durumunda infazda tereddüt ve karışıklık doğabilecektir.Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Y.C.G.K.'nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1)Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.