Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28119 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26017 - Esas Yıl 2013





Yaralama, konut dokunulmazlığını ihlal ve hakaret suçlarından sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 3-e, 116/1-4, 50/1-a, 125/1-4, 43/1, 62 ve 52/2 maddeleri uyarınca 3.000 Türk lirası, 6.000 Türk lirası ve 2.180 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 52/4. maddesi gereğince her üç suçtan hükmedilen para cezalarının 24 eşit taksitte ödenmesine dair, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2013 tarih ve 2012/180 esas, 2013/18 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04/07/2013 gün ve 232260 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, 1)Sanığa isnat edilen ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1. maddesi kapsamında kalan hakaret suçunun takibi şikâyete bağlı suçlardan olmasına göre, müştekilerin 18/04/2012 ve 23/05/2012 tarihli oturumlardaki beyanlarında şikâyetlerinden vazgeçtiği gözetilerek sanık hakkındaki hakaret suçundan açılan kamu davasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 73/4 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesine karar vermek gerekirken, yazılı olduğu şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde,2)Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 28/09/2011 tarihli ve 2008/1980 esas, 2011/16463 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, "kısa süreli hapis cezasından çevrili para cezasının taksitlendirilemeyeceği" hükmü karşısında; konut dokunulmazlığını ihlal suçundan öngörülen kısa süreli hapis cezasından çevrilen para cezası yönünden uygulama yeri bulunmayan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52/4. maddesi gereğince "para cezasının 15 eşit taksit halinde ödenmesine, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde cezanın hapse çevrilmesine...." hükmolunmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Yaralama, konut dokunulmazlığını ihlal ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2013 tarihli kararıyla, yaralama ve hakaret suçlarından doğrudan adli para cezası, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan ise, hapis cezasından çevrili adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında mağdurların hükümden önce şikayetinden vazgeçmiş olmalarına rağmen, bu husus gözetilmeden sanığın hakaret suçundan cezalandırılmış olduğu belirlenerek, kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:1-Kovuşturması şikayete bağlı olan hakaret suçunda, hükümden önce gerçekleşen şikayetten vazgeçme nedeniyle, CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesi zorunluluğunun gözetilmemesine,2-Kısa süreli hapis cezası yerine hükmolunan adli para cezasında, TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirme yapılmasının mümkün olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:a- Hükümden önce gerçekleşen şikayetten vazgeçme hususunun değerlendirilmesi,5237 sayılı TCK'nın 131/1. maddesinde, “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır." hükmüne yer verildiği,Aynı Kanun'un 73. maddesinin 4. fıkrasında ise, “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür." hükümleri düzenlenmiştir.5271 sayılı CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrasında da, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir." hükmü yer almaktadır.İncelenen dosyada; mağdurlar ... ve ...'in 18.04.2012 ve 23.05.2012 tarihli oturumlarda şikayetten vazgeçmiş olmaları nedeniyle, sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının, TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, şikayetten vazgeçme beyanı dikkate alınmadan kurulan mahkumiyet hükmü hukuka aykırıdır.b-TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirme yapılmasının mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi,5237 sayılı TCK'nın 50. maddesinde, “(1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;a) Adlî para cezasına,............çevrilebilir. (5) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.” hükümlerine yer verildiği,Aynı Kanun'un 52/4. maddesinde ise, “Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” hükmü düzenlenmiştir.5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesinde doğrudan verilen adli para cezalarının infazı ile kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak hükmedilen adli para cezalarının infazı farklı düzenlenmişken, 5739 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilmesi, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenmesi ve 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılmasıyla, adli para cezalarının infaz rejimlerindeki farklılıklar ortadan kaldırılmıştır. Yapılan bu değişiklikle kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, TCK'nın 50/6. maddesi uygulanamayacaktır.Bununla birlikte, ister doğrudan, ister kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak hükmedilsin, hâkim, sanığın ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca, adli para cezasının belirli taksitler halinde ödenmesine karar verebilecektir. Bu itibarla, yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler ve açıklamalara göre, kısa süreli hapis cezası yerine hükmolunan adli para cezasında, TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirme yapılması mümkün olduğundan, iki nolu kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, yapılan açıklamalara göre kısmen yerinde görüldüğünden,1-Hakaret suçundan sanık ... hakkında, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2013 tarihli ve 2012/180 esas, 2013/18 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 2-Anılan Kanun maddesinin 4/d fıkrası uyarınca karardaki hukuka aykırılık, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilmesini gerektirmekle; sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının, TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE, 3-İki nolu kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden bu husustaki istemin REDDİNE, kararın öbür yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.