Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27335 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25047 - Esas Yıl 2013





Tehdit suçundan sanık ...'ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddesi gereğince 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair,... Sulh Ceza Mahkemesinin (kapatılan ... Sulh Ceza Mahkemesinin) 21/10/2009 tarihli ve 2009/122-847 sayılı kararını müteakip, sanık tarafından sabıka kaydının silinmesinin talep edilmesi üzerine, anılan ilâm ile oluşan adlî sicil kaydının 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun geçici 2/1-2. maddesi uyarınca silinmesine ve arşiv kaydına alınmasına ilişkin, aynı Mahkemenin 28/02/2012 tarihli ve 2009/122-847 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.06.2013 gün ve 225218 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında “Hükümlü ... ... 21/02/2012 havale tarihli dilekçesi ile, kasten yaralama suçundan 457.000 yeni Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin,... Sulh Ceza Mahkemesinin (kapatılan.... Sulh Ceza Mahkemesinin) 24/05/2006 tarihli ve 2003/1213 esas, 2006/171 sayılı ilâm ile oluşan adlî sicil kaydının silinmesini talep ettiği, talebine ilişkin bir karar verilmediği, bu hususta merciince her zaman bir karar verilebileceği düşünülerek yapılan incelemede;5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin 5 ve devamı fıkralarında düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile, mahkemenin verdiği mahkûmiyet kararının açıklanmasının geri bırakıldığı ve sanık hakkında beş yıl süreyle denetim süresi öngörüldüğü, anılan maddenin 10. fıkrası gereği, denetim süresinde kasten yeni bir suç işlenmemesi ve kararda öngörülmüşse denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranılarak geçirildiğinde, açıklanmasına karar verilen hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiği, aynı maddenin 11. fıkrası uyarınca, denetim süresinde kasten yeni bir suç işlenir veya öngörülmüş olan denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılmış olunursa, mahkemenin hükmünü açıklayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, kapatılan ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/10/2009 tarihli kararıyla, 7 gün hapis cezası verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra sanığın 21.02.2012 tarihli dilekçesiyle adli sicil kaydının silinmesini talep etmesi üzerine, aynı mahkemenin 28.02.2012 tarihli kararıyla bu ilamın silinmesine ve arşive alınmasına karar verildiği, kararın ... Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesi üzerine, bu kurumun ihbarıyla o yer Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıyla ilgili olarak, mahkemesince verilen adli sicil kaydının silinerek arşive alınması kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:5271 sayılı CMK’nın “hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlığını taşıyan 231. maddesinin 5. fıkrasında, “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” 8.fıkrasında, " Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur."10.fıkrasında, "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.”11.fıkrasında, "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar... "13.fıkrasında, "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.” hükümleri yer almaktadır.İncelenen dosyada, kapatılan ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/10/2009 tarihli kararıyla, tehdit suçundan sanık hakkında 7 gün hapis cezası verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 02.12.2009 tarihinde kesinleşmesinden sonra sanığın 21.02.2012 tarihli dilekçesiyle adli sicil kaydının silinmesini talep ettiği, mahkemece adli sicil kaydında yer alan ve aynı dosya üzerinden verilerek kesinleşen, yaralama suçuna ilişkin 24.05.2006 tarih ve 2003/1213 esas, 2006/171 karar sayılı ilamla ilgili işlem yapılması gerekirken, sehven tehdit suçundan verilen 21.10.2009 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kaydın silinmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Yukarıda yer verilen kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinde beş yıl denetim süresi işlemeye başlayacaktır. Bu süre içerisinde kasten yeni bir suç işlenmediğinde kamu davasının düşmesine, aksi takdirde ise hükmün açıklanmasına karar verilecektir. Denetim süresi içerisinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmayacaktır. Bu itibarla, kesinleşmiş mahkumiyet hükmü niteliğinde bulunmadığı için adli sicil kaydına alınmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıyla ilgili olarak, CMK'nın 231/10-11. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken, adli sicilden silinerek arşive alınmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır. IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1-... Sulh Ceza Mahkemesinin (...) 28/02/2012 tarih ve 2009/122-847 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.