Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27328 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29386 - Esas Yıl 2013





Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sırasında, sanığın eyleminin tahsil amacıyla yağma suçu kapsamında kalabileceği ve bu durumda yargılama yapma görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine dair, ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/04/2013 tarihli ve 2013/788 esas, 2013/683 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne ve görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin, ... 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2013 tarihli ve 2013/199 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/09/2013 gün ve 257896 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı eylemin tahsil amacıyla yağma suçunu oluşturabileceği, bu eylemi yargılama görevinin de 5235 sayılı Kanun'un 12. maddesi gereğince Ağır Ceza Mahkemesine ait olacağı ve delillerin takdiri ile değerlendirilmesinin üst dereceli mahkemeye ait olduğu hususları dikkate alınmaksızın, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/04/2013 tarihli kararıyla, sanığın eyleminin alacağını tahsil amacıyla yağma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle, Ağır Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, sanığın görevsizlik kararına itirazı üzerine, merci ... 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.05.2013 tarihli kararıyla itirazın kabulüne karar verilerek, görevsizlik kararının kaldırıldığı, kesin olan bu karara karşı Kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Sulh ceza mahkemesince eylemin yağma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararını, itiraz üzerine kaldıran merci kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme: 5237 sayılı TCK'nın malvarlığına karşı suçlar başlıklı 10. bölümünün 148. maddesinde yağma, 149. maddesinde nitelikli yağma suçları düzenlenmiş, “daha az cezayı gerektiren haller” başlıklı 150. maddesinin 1. fıkrasında ise, “ Kişinin bir hukukî ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması hâlinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.04.2011 gün ve 6/7-63 sayılı kararında belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK'da, 765 sayılı TCK’nın 308. maddesindeki “kendiliğinden hak alma” suçuna benzer bağımsız bir suç tipine yer verilmemiş, onun yerine yasada belirtilen bazı suçların bir hukukiilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla işlenmesi halinde failin daha az ceza ile cezalandırılması öngörülmüş, bu bağlamda hırsızlık suçunda 144, yağma suçunda 150/1, dolandırıcılık suçunda 159, belgede sahtecilik suçunda 211. maddeler düzenlenmiştir. 765 sayılı TCK’nın 308. maddesinde adliye aleyhine işlenen bir suç olarak koruma altına alınan eylemlerin bir kısmı, 5237 sayılı TCK’nın 150/1. maddesiyle malvarlığına ilişkin bir suç haline dönüştürülmüştür. Bu düzenlemeye göre, hukuki ilişkiye dayanan bir alacağın tahsili amacıyla cebir veya tehdit kullanılması halinde eylem yağma suçunu oluşturmakla birlikte, bu özel düzenleme nedeniyle fail kasten yaralama ve tehdit suçundan cezalandırılacaktır. Böylece, hukuki ilişkiye dayanan bir alacağın tahsili amacıyla hareket edilmiş olması daha az ceza verilmesini gerektiren bir hal olarak kabul edilmiş, başka bir anlatımla failin saikine önem verilmiştir.Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için fail ile mağdur arasında alacak hakkı doğuran herhangi bir hukuksal ilişkinin bulunması gereklidir. Bu hukuki ilişkinin, ilgili Yasada belirtilen şekil şartına uygun olarak kurulmuş olması zorunlu olmayıp hukuk düzenince kabul edilebilir meşru bir ilişki olması yeterlidir.5235 sayılı Kanunun 12. maddesinde; “ Kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m.148), irtikap (m. 250/1 ve 2), resmi belgede sahtecilik (m.204/2) , nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflas (m. 161) suçları ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir.” hükmüne yer verilmiştir.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Sanık hakkında alacağını tahsil etmek amacıyla müştekiyi ölümle tehdit edip hakaret ettiği iddiasıyla, sulh ceza mahkemesine tehdit ve hakaret suçlarından kamu davası açıldığı, mahkemece sanığın eyleminin tahsil amacıyla yağma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle, TCK'nın 150/1. maddesinin uygulanması için ağır ceza mahkemesine görevsizlik kararı verildiği görülmektedir.TCK'nın 150/1. maddesinde düzenlenen eylemin yağma suçunun basit bir halini oluşturması dikkate alındığında, eylemin gerçek bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla yağma suçunu mu yoksa, gerçek bir alacak bulunmamasına rağmen gerçekleştirilen yağma suçunu mu oluşturduğu hususunda delilleri takdir ve değerlendirme görevinin, 5235 sayılı Kanunun 12. maddesi kapsamında ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, yasal olmayan gerekçeyle sulh ceza mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır. IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1-... 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2013 tarih ve 2013/199 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.