Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27327 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18255 - Esas Yıl 2013





Kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 125/1 ve 52/2 maddeleri uyarınca 3.000 Türk lirası ve 1.800 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair, ... 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2012 tarihli ve 2012/893 esas, 2012/1250 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/05/2013 gün ve 142570 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre;1-Olay tarihinde katılanın çalıştığı işyerine gelen sanık ...'in, katılanı iş yerinde görememesi üzerine, tanıklardan...a, "Burada .... isimli bir sürtük çalışıyor o nerede? diye sorduğu, tanık ..., sanık ...'e, ... olmadığını söylediği, bunun üzerine sanık ...'in, tanık ..." Ben bu or...yu işten çıkaracağım dediği, ardından katılanın işyerine geldiği, bunu gören sanık ...'in, katılanı kolundan çekerek iteklediği olayda, hakaret sözünün katılanın gıyabında söylendiği, iddianamedeki anlatımın ve mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1 (2. cümlesinde), "Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir" şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda gıyapta hakaretin unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın gıyapta hakaret suçundan beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulmasında,2-Sanığın üzerine atılı kasten yaralama ve hakaret suçlarının şikâyete tâbi suçlardan olması ve uzlaşma hükümlerine bağlı bulunması karşısında, 5271 sayılı Kanun'un "Uzlaşma" başlıklı 253. maddesi hükümlerinin öncelikle uygulanması suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2012 tarihli kararıyla, adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, karar tarihi itibariyle kesin olan bu hükümlerin infazı aşamasında hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı ve uzlaşma yapılmadığı gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Muhatabının gıyabında gerçekleşen hakaret eyleminde ihtilat unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği ve hakaret ve yaralama suçlarında uzlaşma prosedürünün uygulanıp uygulanmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:a- Gıyapta hakaret suçunda ihtilat unsurunun değerlendirilmesi,5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “ Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü yer almaktadır.Hakaret suçu mağdurun olmadığı veya mağdurun doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır. Ancak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır.İnceleme konusu somut olayda; sanık ...'nın, tanık ... ile yaptığı görüşmesi sırasında, müşteki ...'in gıyabında, “sürtük, o..bu” şeklinde sözler sarfettiği iddiasıyla dava açılmış, mahkemece de eylem bu şekilde kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmiştir.Ancak sanığın gıyapta hakaret teşkil eden bu sözleri yalnızca tanık ... tarafından duyulmuştur. Bu nedenle gıyapta hakaretin gerçekleşmesi için aranan “fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi” unsuru somut olayda gerçekleşmediğinden, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.b- Uzlaşma hususunun değerlendirilmesi,5271 sayılı CMK'nın 254/1. maddesinde; “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre, mahkeme tarafından yapılır.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 gün ve 2012/6-1142 esas, 2013/17 sayılı kararında da belirtildiği üzere, uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma safhasında yapılması gerektiği, kovuşturma aşamasında uzlaşma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak "suçun uzlaşma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde" mümkün olduğu, başka bir anlatımla, soruşturma aşamasında usulüne uygun olarak uzlaştırma teklif edilmesine rağmen taraflarca kabul edilmemiş olması nedeniyle uzlaşma gerçekleşmemiş ise kovuşturma aşamasında artık uzlaştırma işlemi yapılamayacaktır.Somut olayda, soruşturma aşamasında ifadeleri alınan müşteki ve sanığın uzlaşmayı kabul etmedikleri görülmektedir. Bu nedenle yargılama konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada ortaya çıkması sözkonusu olmadığından, bu hususa yönelik kanun yararına bozma istemi yerinde görülmemiştir. IV- Sonuç ve Karar:Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki bir nolu düşünce yerinde görüldüğünden,1-Hakaret suçundan sanık ... hakkında, ... 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2012 tarih ve 2012/893 esas, 2012/1250 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2-Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan Kanun maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE,3-Soruşturma aşamasında uzlaşma gerçekleşmediğinden, iki nolu kanun yararına bozma isteminin reddine, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.