Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27242 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4385 - Esas Yıl 2014





Tehdit ve yaralama suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Yenipazar (Aydın) Asliye Ceza Mahkemesince verilen 10/06/2008 tarih ve 2007/69 esas, 2008/54 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 28/11/2013 gün ve 2012/17386 esas, 2013/30151 karar sayılı kararıyla; "Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Sanığa yükletilen tehdit ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.Ancak,Tekerrür müessesesinin 5275 sayılı İnfaz Kanununun 108. maddesinde hapis cezalarına ilişkin olarak düzenlenmesi, para cezasını düzenleyen aynı Kanunun 106. maddesinde tekerrüre ilişkin düzenlemelerin yer almaması karşısında. TCK'nın 58. maddesinin yalnızca hapis cezasında uygulanacağının gözetilmemesi;Kanuna aykırı, sanık ...'un temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, tekerrür hükümlerinin uygulamasına ilişkin kısmın karardan çıkarılması biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına" oy birliği ile karar verilmiştir.I- İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/01/2014 gün ve 2008/253790 sayılı yazısı ile;“TCK 50/1 maddesi "Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre; a) Adlî para cezasına,b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya, f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir." hükmünü getirmiş, 50/3 maddesi de "Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir." düzenlemesi ile 1. fıkradaki seçenekleri sınıflandırmıştır. Buna göre adli para cezasının kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım, diğerlerinin ise tedbir niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. TCK'nın 50/6 maddesi seçenek tedbirlere uyulmaması halinde yapılacak uygulamayı düzenlemiş olup, seçenek yaptırım olan adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde 5275 sayılı Kanun'un 106/3 maddesi ile uygulama yapılacaktır.Buna göre seçenek tedbirlerin yasal süresi içinde yerine getirilmeye başlanmaması ya da başlandığı halde devam edilmemesi halinde TCK'nın 50/6 maddesi uyarınca hükmü veren mahkemece bir karar verileceği halde, adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde 5275 sayılı Kanun'un 106/3 maddesi gereğince Cumhuriyet Savcısı tarafından hapis cezasına çevrilecektir. Bu nedenle mahkemece hapis cezasına seçenek yaptırım olarak hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi halinde infazı kısıtlar mahiyette TCK'nın 50/6 maddesi gereğince ihtarda bulunulmasına karar verilmesi olanaklı değildir. Bu nedenle anılan düzeltilerek onama kararına itiraz etmek gerekmiştir. SONUÇ VE İSTEM : 1- İtirazımızın KABULÜNE,2- Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 28/11/2013 gün ve 2012/17386 Esas, 2013/30151 Karar sayılı DÜZELTİLEREK ONAMA İLAMININ KALDIRILMASINA,3- ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10.06.2008 tarih, 2007/69 Esas, 2008/54 Karar sayılı hükmünün yukarıda açıklanan gerekçeye göre anılan husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından TCK 50/6 maddesi gereği uygulama yapılacağına dair ihtarı içeren bölüm ile tekerrür uygulamasına ilişkin bölümlerin hükümden birlikte çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,4-Yüksek Daireniz aksi kanatte ise, itirazın incelenmesi bakımından 5271 sayılı CMK'nın 308/3. Maddesi uyarınca dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine,Karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:II- İTİRAZIN KAPSAMIİtiraz, tehdit ve yaralama suçlarından, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının düzeltilerek onanmasına dair, Dairemizin 28/11/2013 tarihli kararına ilişkindir.III- KARARYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,Dairemizce verilen 28.11.2013 tarih ve 2012/17386 esas, 2013/30151 karar sayılı düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,...) Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen 10/06/2008 tarih ve 2007/69 esas, 2008/54 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Sanığa yükletilen tehdit ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak,1-Tekerrür müessesesinin 5275 sayılı İnfaz Kanununun 108. maddesinde hapis cezalarına ilişkin olarak düzenlenmesi, para cezasını düzenleyen aynı Kanunun 106. maddesinde tekerrüre ilişkin düzenlemelerin yer almaması karşısında, TCK'nın 58. maddesinin yalnızca hapis cezasında uygulanacağının gözetilmemesi,2-Hükümden önce 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 50/6 madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilmesi, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenmesi ve 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde, infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, hapisten çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, 5237 sayılı TCK’nın 50/6. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceğinin sanığa ihtar edilmesine karar verilmesi,Kanuna aykırı ve sanık ...'un temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; itiraz yazısına uygun olarak, “Tekerrür hükümlerinin uygulamasına ilişkin kısım ile TCK’nın 50/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün hükümden çıkarılması” biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümlerin bu bağlamda ONANMASINA, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.