Hükümlü .... hakkında, ..Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2010 tarihli ve 2008/938 esas, 2010/337 sayılı ilamına konu 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ve 1 yıl 8 ay hapis cezasının toplanması talebinin kabulü ile, hükümlü hakkındaki cezaların 2 yıl 18 ay 15 gün olarak içtimasına dair, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 30/01/2014 tarihli ve 2014/66 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın, hükümlü hakkındaki her bir cezanın ayrı ayrı infaz edilmesi gerektiğinden bahisle kabulüne dair,... Ağır Ceza Mahkemesinin 18/07/2014 tarihli ve 2014/943 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.11.2014 gün ve 374103 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15/12/2010 tarihli ve 2010/14558-14136 sayılı ilâmında belirtildiği üzere;5275 sayılı Yasanın 99. maddesine göre, bir kişi hakkında hükmolunan her bir cezanın diğerinden bağımsız olduğu, varlıklarını ayrı ayrı korudukları; ancak, bir kişi hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunur ise 107. maddenin uygulanabilmesi yönünden mahkemeden bir toplama kararı isteneceği, bu düzenleme ile, hükümlünün birden çok kesinleşmiş mahkumiyetinin bulunması halinde infazda kolaylık sağlanması için cezaların toplanması, infazı gereken tüm hapis cezaları için toplam süre üzerinden tek bir şartla tahliye tarihi, deneme süresi ve bihakkın tahliye tarihinin saptanması ve cezaların infazları ile deneme sürelerinin çakışmasının önlenmesinin amaçlandığı, hükümlü hakkında tayin olunan hürriyeti bağlayıcı cezaların şartla tahliye süreleri ve infaz rejimlerinin farklı olması anılan yasa maddesinin uygulanmasına engel olmadığı, cezaların infazındaki bu farklılık, şartla ve bihakkın tahliye tarihlerinin de farklı olmasını gerektirmediği, hükümlünün farklı süre ve rejimlere tabi her bir cezası açısından cezaevinde geçireceği sürelerin C. Başsavcılığı tarafından müddetnamede gösterilmesinin yeterli olacağı; ancak yine toplam ceza süresi üzerinden tahliye tarihlerinin hesaplanacağı, bu bağlamda somut olay değerlendirildiğinde, cezaların kararda belirtildiği gibi farklı infaz rejimine tabi olsalar da, toplanmalarına engel bir durum bulunmadığı dikkate alınarak, koşullu salıverilmeye esas olmak üzere 5275 sayılı Kanun'un 99. maddesi uyarınca cezaların toplanması kararına yönelik itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 27.12.2012 tarih, 2012/Bşk-41 esas ve 2012/41 karar; 27.12.2013 tarih, 2013/Bşk-213 esas ve 2013/219 sayılı kararları ile Yargıtay Kanununun 14. maddesine dayanarak Yargıtay Büyük Genel Kurulunca hazırlanan işbölümüne göre, özel ceza kanunlarından doğan ve başka bir dairenin görev alanına girmeyen suçlara ilişkin temyiz incelemesi görevi Yargıtay 19. Ceza Dairesine ait olduğu, bu kapsamda özel kanun niteliğindeki 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanundan kaynaklanan dava ve işlere yönelik kanun yararına bozma isteminin de, Yargıtay 19. Ceza Dairesince incelenmesi gerektiği anlaşılmakla; Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.