Tebliğname No : KYB - 2014/339402Tehdit suçundan sanık M.. K..'ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1, 43/2 ve 62. maddeleri gereğince 6 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5-8. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve katılanlar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 750,00'şer Türk lirası vekâlet ücretinin her bir katılan lehine sanıktan tahsiline dair, Korkuteli Sulh Ceza Mahkemesinin 28/01/2014 tarihli ve 2013/226 esas, 2014/20 sayılı kararının, kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.10.2014 gün ve 339402 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında: “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 325/1-2. maddesinde yer alan; "Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki düzenleme karşısında, katılanlara yönelik tek suç oluştuğu kabul edildiği hâlde, her bir katılan lehine ayrı ayrı vekâlet ücretinin tahsiline karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit suçundan sanık M.. K.. hakkında yapılan yargılama sonucunda, Korkuteli Sulh Ceza Mahkemesinin 28/01/2014 tarihli kararıyla, 6 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, itiraz edilmeksizin kesinleşen bu kararın yargılama giderlerine ilişkin bölümünün infazı sırasında, sanık aleyhine tek bir vekalet ücreti yerine, katılan sayısınca vekalet ücretine hükmolunduğu gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Birden fazla katılana karşı tek bir fiille tehdit suçunu işleyen ve mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca katılan sayısınca hükmolunan avukatlık ücretinin, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2011 tarih ve 2011/3-167 esas, 2011/194 karar sayılı kararında açıklandığı üzere; Avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan avukatlık ücreti ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre karşı tarafa yüklenen avukatlık ücreti olarak ikiye ayrılan avukatlık ücreti, 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 164. maddenin 1. fıkrasında; “avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesi uyarınca hazırlanıp 28.12.2013 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve yerel mahkemenin karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Ceza davalarında ücret” başlıklı 13/1. maddesindeki; “Kamu davasına katılma üzerine, mahkûmiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir” şeklindeki hükmüne göre, sanığın mahkûm olması halinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ikinci kısım ikinci bölümüne göre vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmelidir. Katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmesi için ceza davasının mahkumiyetle sonuçlanması ve katılanın kendisini hukuki yardımından yararlandığı bir vekille temsil ettirmesi yeterli olup, ayrıca vekilin duruşmaları takip etmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Zira tarifeye göre hükmedilmesi gereken vekalet ücreti, katılana vekili tarafından sunulan hukuksal yardımın şekli ve kalitesiyle ilintili olmayıp, katılanın kendisini vekil ile temsil ettirmesinin bir sonucudur. Öte yandan, 5271 sayılı CMK’nın “Yargılama Giderleri” başlıklı 324/1. maddesindeki; “Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir” şeklindeki hüküm uyarınca avukatlık ücreti yargılama giderlerindendir. Bu nedenle, isteme bağlı olmaksızın diğer yargılama giderleri gibi avukatlık ücretine de kendiliğinden hükmedilmesi gerekir. Ancak bu durum, Ceza Genel Kurulunun 07.06.1971 gün ve 497-209, 07.02.1972 gün ve 447-72, 24.02.1975 gün ve 37-32, 14.06.2005 gün ve 66-65, 07.02.2006 gün ve 172-10 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, vekâlet ücretinin kişisel hak olma niteliğini değiştirmeyecektir.5271 sayılı CMK’nın 325. maddesinde ise; “(1) Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir. (2) (Değişik: 6/12/2006-5560/27 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.” hükümlerine yer verilmiştir.Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;Sanık hakkında hastanede doktor ve hemşire olarak görevli olan beş katılana yönelik olarak, “…anneme bir şey olursa hepinizi öldürürüm…” diyerek tehdit ettiği iddiasıyla kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanığın eylemi sabit görülerek, TCK’nın 106/1, 43/2 ve 62. maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis cezasıyla mahkumiyetine karar verilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, ayrıca katılanlar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, karar tarihindeki tarifeye göre, 750’ şer TL vekalet ücretinin her bir katılan lehine sanıktan tahsiline karar verildiği görülmektedir. Katılanlar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden sanığın mahkûmiyetiyle sonuçlanan ceza davasında, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi, yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre zorunlu ise de; sanığın tek bir fiille beş katılana karşı aynı anda tehdit suçunu işlemesi, bu suçtan tek bir kamu davasının açılması, katılanların tek bir vekille temsil edilmeleri ve sanığın TCK’nın 43/2. maddesi uygulanmak suretiyle tek bir suçtan mahkum edilmesi karşısında; sunulan avukatlık hizmetinin bölünmesi mümkün olmadığından, tek bir avukatlık ücretine hükmolunması gerekirken, katılan sayısınca vekalet ücretine hükmolunması hukuka aykırıdır.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1- Tehdit suçundan sanık M.. K.. hakkında, Korkuteli Sulh Ceza Mahkemesinin 28/01/2014 tarihli ve 2013/226 esas, 2014/20 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA,2- Karardaki hukuka aykırılık sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, kararın 8. bölümünde yer alan “ 750’şer TL vekalet ücretinin her bir katılan lehine sanıktan tahsiline” ibaresinin karardan çıkarılarak yerine, “750 TL vekalet ücretinin sanıktan tahsil edilerek katılanlara verilmesine” ibaresinin eklenmesine, kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.