Tebliğname No : 4 - 2013/371340MAHKEMESİ : Aksaray(Kapatılan) 1. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 05/03/2013NUMARASI : 2012/516 (E) ve 2013/77 (K)Suç : TehditYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinde sanık aynı zamanda CMK’nın 231/8. maddesi uyarınca beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulacaktır. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği bir süreyle, sanığa denetimli serbestlik tedbiri olarak bir yükümlülük yüklenebilecektir. Bu durumda anılan fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesi, meslek veya sanat sahibi ise aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığı çalıştırılması, belirli yerlere gitmekten yasaklanması veya belirli yerlere devam etmesi şeklinde yükümlülükler yüklenmesi mümkün olduğu gibi takdir edilecek başka bir yükümlülüğü yerine getirmesine de hükmolunabilecektir. Fıkradaki düzenleme ile denetimli serbestlik tedbiri olarak bir yükümlülük belirlenmesi hususunda hakime oldukça geniş bir takdir yetkisi tanınmıştır. Kuşkusuz Kanunun özel düzenlemelerle korumaya çalıştığı suça sürüklenen çocuklar bakımından getirilecek yükümlülüklerin seçiminde mahkeme çok özenli davranmak durumundadır. Bunlarla ilgili olarak, sanığın durumu, gerçekleştirilen eylem, sanığı suça iten nedenler vb. hususların gözönünde bulundurularak, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 5. maddesinde öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbir biçimlerinden birinin de, sayılan ölçütlere göre yapılacak bir değerlendirme sonucunda denetimli serbestlik tedbiri olarak saptanıp hükmolunması mümkündür. CMK’nın 231/8. maddesinde ve ÇKK’nın 5. maddesinde bunu engelleyen bir düzenleme de mevcut değildir.Bu itibarla, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen suça sürüklenen çocuğa CMK’nın 231/8. maddesindeki düzenleme gereği altı ay süreyle 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 5. maddesinde öngörülen ve çocuklara eğitim ve gelişimleri ile ilgili sorunların çözümünde yol göstermeye yönelik bulunan “danışmanlık tedbiri”ne hükmolunması, başka bir ifadeyle suça sürüklenen çocuğun eğitim ve gelişiminde kendisine yardımcı olarak bir danışmandan bu süreyle yararlanması yolunda yükümlülük yüklenmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak böyle bir yükümlülük 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 5. maddesine göre yüklenmediği, CMK’nın 231/8. maddesine göre hükmedildiği için, bu yükümlülüğün denetlenmesi ve yerine getirilmesinin sağlanması da, CMK’nın 231. maddesine göre yüklenecek diğer yükümlülüklerle aynı olacaktır. Başka bir deyişle, 5395 sayılı Kanunun 5. maddesine göre ve o Kanun hükümleri uyarınca koruyucu ve destekleyici tedbir olarak karara bağlanmayan yükümlülük olarak hükmolunan danışmanlık yükümlülüğünün izlenmesi, kontrolü ve denetlenmesi görevinin hangi kuruma ait olduğu hususunun Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Hakkındaki Yönetmeliğin 122/3. maddesine göre belirlenmesi mümkün değildir.Hemen belirtmek gerekirki, denetim süresi içinde CMK’nın 231/8. maddesine göre hükmedilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi, izlenmesi ve kontrolü Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Hakkında Yönetmeliğin “Şube Müdürlüklerinin” kovuşturma evresindeki görevlerini düzenleyen 14/1-b maddesi uyarınca, şube müdürlüklerine aittir. Dolayısıyla, bu tür kararların infaz aşamasında ilgili Şube Müdürlüğüne gönderilerek yerine getirilmesinin sağlanması gerekir.Yargılama konusu olayda;Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararla birlikte suça sürüklenen çocuk yönünden CMK’nın 231/8. maddesine göre hükmolunan yükümlülüğün yerine getirilmesinin sağlanması ve denetlenmesi görevinin Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Hakkında Yönetmeliğin 14/1-b maddesi uyarınca Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğüne ait olmasına karşın, anılan Müdürlüğün olayda uygulanması mümkün bulunmayan aynı Yönetmeliğin 122/3. maddesine göre kendilerinin bu hususta görevli bulunmadığı yolundaki bildirimleri üzerine, mahkemece yükümlülüklerin izlenmesi ve yerine getirilmesinin sağlanması için Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün görevlendirilmesi ilgili Yönetmelik hükümlerine aykırılık oluşturduğu ve görevli olmayan merciin suça sürüklenen çocuğun yükümlülüğe aykırı davrandığı yolundaki bildirimi üzerine hükmün açıklanamayacağı gözetilmeden, yasal koşullar henüz oluşmamasına karşın, hükmün açıklanmasına karar verilmesi,Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk U.. G.. müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.