Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26303 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4375 - Esas Yıl 2014





Tehdit suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine dair ... Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen 09.12.2009 tarih ve 2009/91 Esas 2009/179 Karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 20.11.2013 tarih ve 2012/12781 Esas 2013/29019 Karar sayılı kararıyla; "2- Sanık hakkında tehdit eyleminden kurulan hükme ilişkin temyize gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;Sanığın çay doldurma meselesi nedeniyle tartıştığı mağdurun arkasından “seni öldürürüm” diye koşarak iki eliyle boğazından sıkıp koğuşa kadar getirmesi eyleminde, yaralama kastıyla hareket ettiği ve tehdit suçunun oluşmadığı gözetilmeden tehdit suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi,Kanuna aykırı ve sanık ...'nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine," karar verilmiştir.I- İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/01/2014 tarih ve 2010/114817 sayılı yazısı ile;"Maddi olayda, ... K tipi cezaevinde hükümlü olarak bulunan sanık ... ile katılan ... arasında kahvaltı esnasında çay doldurma meselesi yüzünden tartışma çıktığı, tartışmanın büyümesi sebebiyle sanığın katılan ...'a ''pislik'' dediği,...'ın da sanığa ''sensin pislik'' diyerek cevap verdiği, bunun üzerine sanığın...ı ''seni öldürürüm'' diyerek elleriyle boynundan sıkıca tutup havaya kaldırmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek derecede yaraladığı, kavgayı ayırmak isteyen mağdur ...'un sanığa müdahale ettiği, ancak sanığın ...'a kafa attığı, bu esnada diğer mahkumların kavgayı ayırdıkları ancak sanığın eline bu defa kırık çay bardağı aldığı, herhangi bir eyleminin bulunmadığı şeklinde gerçekleşen eylemde,Sanığın önce katılan ...'a yönelik olarak "seni öldürürüm" şeklinde sözlerle saldırdığı ve katılanı takip ederek boğazını sıktığı ve eylemlerin tek eylem olmayıp iki ayrı eylem niteliğinde bulunduğu ve TCK'nın 44. maddesi kapsamında olmadığı, sanığın eylemlerinin TCK'nın 106/3. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve sanığın kendisine kötü davranan, sarf ettiği sözlerle sanığı kızdıran katılana duyduğu tepki sonucunda eylemi gerçekleştirdiği, amacının yaralama kastı olmayıp katılanın kendisine düzgün davranmasını sağlamak için tehditte bulunmak şeklinde olduğu gözönüne alındığında, sanık ... hakkında her iki suçtan ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmektedir. Yüksek Mahkemece verilen karar TCK'nın 106/3. maddesine açık aykırılık oluşturmaktır.Yukarıda açıklanan gerekçeler ve tüm dosya kapsamına göre, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 20/11/2013 gün ve 2012/12781 Esas, 2013/29019 Karar sayılı kararı ile tehdit suçundan dolayı, sanığın çay doldurma meselesi nedeniyle tartıştığı mağdurun, arkasından koşarak "seni öldürüm" dediği ve iki eliyle boğazını sıkıp koğuşa kadar getirmesi eyleminde sanığın yaralama kastıyla hareket ettiği ve tehdit suçunun oluşmadığı kabul edilerek verilen bozma kararının hukuka aykırı olduğu ve TCK'nın 106/3 maddesi kapsamında iki ayrı suçun işlendiğinin kabulüyle ... Sulh Ceza Mahkemesince verilen 09/12/2009 tarih 2009/91 E- 2009/179 K sayılı kararının ONANMASINA karar verilmesi,İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, itiraz hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:II- İTİRAZIN KAPSAMIİtiraz, tehdit suçundan, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair, Dairemizin 20/11/2013 tarihli kararına ilişkin olup, yaralama suçundan kurulan hüküm inceleme dışı bırakılmıştır.III- KARARDosyanın incelenmesinde, katılan ...'ın çay alırken masaya dökmesi üzerine sanık ...'nin “temizlesene çayı pislik herif” demesine karşılık katılanın “sensin” deyip avluya çıkması akabinde, sanığın katılana “seni öldürürüm” diyerek katılanın arkasından gidip boğazını sıkmak suretiyle koğuşa getirmesi şeklinde gerçekleşen olayda, özel bir maddi içtima kuralı olarak düzenlenen TCK'nın 106/3 maddesi uyarınca iki ayrı eylem ve suçtan söz edilebilmesi için yaralama fiilinin tehdit amacıyla işlenmesinin zorunlu bulunması karşısında, yaralama eyleminin tehdit amacıyla işlendiğine ilişkin delil bulunmaması ve sanığın yaralama kastını açıklamaya yönelik olarak söylediği sözlerin ayrıca tehdit suçunu oluşturmayacağı gözetilerek,Dairemizin 20.11.2013 tarih ve 2012/12781 Esas 2013/29019 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.