Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26302 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7369 - Esas Yıl 2014





Tehdit suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, ... 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 16/12/2010 gün ve 2008/19 esas, 2010/1620 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 04/12/2013 gün ve 2012/16043 esas, 2013/30718 karar sayılı kararıyla;"2-Sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;Tehdit suçunun özelliğinin, kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin, tehdit edenin iradesine bağlı olmasını gerektirmesi ve sanığın, şikayetçi polis memurlarına sarfettiği, “...hepinizi sürdürürüm...” sözünün, sanığın iradesine bağlı olmayan bir eylemi içermesi karşısında, suçun unsurları itibariyle oluşmayacağı gözetilmeden, kanuni olmayan gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle, HÜKMÜN BOZULMASINA," karar verilmiştir.I-İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/02/2014 gün ve 2011/341564 sayılı yazısı ile;“ TCK'nın 106/1-2. cümlesi, malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte bulunma halini düzenlemektedir. Bu maddede yer alan "sair bir kötülük" ibaresinin kişinin yaşamı, vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlığı ve malvarlığı dışında kalan, herhangi bir hukuksal değere yönelik zarar verileceği hususunu kapsamaktadır. Burada sözü edilen eylemde, tehditin, hukuken önem taşıyan bir varlığa yönelik yapılması ve mağdurun huzurunu bozması gerekmektedir.Maddi olayda, müşteki polis memurları ... ve ...'in Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğüne bağlı olarak çalıştıkları sırada, yanlarından geçen plakasız motorsikleti durdurdukları, bu motorsikletin üzerinde ise sanıkların bulunduğu, müşteki ...'ın sanıklardan araca ait tescil belgelerini ve kimliklerini vermelerini istemesi üzerine, sanık ...'un müştekilere motorsikleti göstererek ''alın motorsiklet sizin olsun, motorsikleti ananıza sokun, size kimlik ve tescil belgesi vermeyeceğim, orospu çocukları'' diyerek hakaret ettiği, müşteki ... onları hakaret etmemesi konusunda uyarması üzerine diğer sanık ...'ın ''Siz kim oluyorsunuz, burası ..., burada bizim sözümüz geçer, hepinizi sürdürürüm, orospu çocukları'' şeklinde hakaret ve tehdit ettiği, bunun üzerine müştekilerin sanıkları ekip arabasına binmeleri için davet ettiği, ancak sanıkların ekip aracına binmek istememeleri üzerine müştekilerin zor kullanarak sanıkları ekip arabasına bindirdikleri, şeklinde gerçekleşen eylemde, sanık ...'ın sarf ettiği sözlerin mağdurların kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı niteliğinde olmadığı ancak tehditin, mağdurlar için hukuken önem taşıyan bir konuda olduğu ve mağdurların, görev yaptığı yerden bir başka yere atanmasına yönelik olduğu, kişinin kendi rızası dışında bir başka bölgeye tayin edilmesinin kişiyi kaygılandırma ve endişeye sevk etmeye yeterli ve mağdurların iç huzurunun bozulmasına sebebiyet verebilecek nitelikte olduğu ve sanığın eyleminin, TCK'nın 106/1-2.cümlesinde yer alan ve niteliği itibarıyla belirsiz ve sair kötülük kapsamında bulunduğu kabul edilmelidir. Yüksek Mahkemece tehdit suçundan verilen bozma kararının gerekçesinde, “tehdit edenin iradesine bağlı olmasını gerektirmesi ve sanığın, şikayetçi polis memurlarına sarfettiği, “...hepinizi sürdürürüm...” sözünün, sanığın iradesine bağlı olmayan bir eylemiiçermesi karşısında," şeklinde yer alan gerekçenin yasal olmadığı ve yetersiz nitelikte bulunduğu, sanığın sarf ettiği sözlerin kişiyi kaygılandırma ve endişeye sevk etmesi için yeterli olduğu, sanığın atama işlemini gerçekleştirme gücüne sahip olup olmadığının herhangi bir önemi bulunmadığı ve sanık hakkında suçun yasal öğelerinin gerçekleştiği kabul edilerek hükmün onanması gerekmektedir.Bu itibarla suçun unsurları itibarıyla oluşmadığına ilişkin bozma kararına yönelik itiraz etme gereği hasıl olmuştur.Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında, ... 1. Sulh Ceza Mahkemesince 16/12/2010 gün ve 2008/19 E. 2010/1620 K.sayılı kararıyla, sanık ... hakkında TCK'nın 106/1-2.cümle, 43, 52/4 maddelerinden verilen, 600,00TL adli para cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin kararına yönelik Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 04/12/2013 gün ve 2012/16043 Esas, 2013/30718 Karar sayılı ilamıyla sanık ... hakkında tehdit suçunun özelliğinin, kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin, tehdit edenin iradesine bağlı olmasını gerektirmesi ve sanığın, şikayetçi polis memurlarına sarfettiği, “...hepinizi sürdürürüm...” sözünün, sanığın iradesine bağlı olmayan bir eylemi içermesi karşısında, suçun unsurları itibariyle oluşmayacağı şeklindeki bozma kararının kaldırılarak sanık hakkında tehdit suçundan onama kararı verilmesi, itirazımız yerinde görülmediği takdirde dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulana gönderilmesi, itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:II- İTİRAZIN KAPSAMIİtiraz, tehdit suçundan, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair, Dairemizin 04/12/2013 tarihli kararına ilişkin olup, sanık ... ile diğer sanık ...'un hakaret eylemleri inceleme dışı bırakılmıştır.III- KARARMüşteki polis memurları ... ve ...'in devriye görevleri sırasında, yanlarından geçen plakasız motosikleti durdurdukları, müşteki ...'ın sanıklardan araca ait tescil belgelerini ve kimliklerini vermelerini istemesi üzerine, sanık ...'un müştekilere hakaret ettiği, müşteki Mustafa'nın sanıkları hakaret etmemesi konusunda uyarması üzerine diğer sanık ...'ın ''siz kim oluyorsunuz, burası Urfa, burada bizim sözümüz geçer, hepinizi sürdürürüm, orospu çocukları'' biçiminde sözler söylediğinin anlaşılması karşısında, sanık ...'ın müşteki polislerin görev yerlerini değiştirme konusunda herhangi bir yetki ve gücü bulunmayıp, olayın bütünü ve söylendiği ortam içinde değerlendirildiğinde, bu sözlerin, sanık tarafından, uğradığını düşündüğü haksızlığa karşı hukuki yollara başvurma anlamında şikayet ve bildirimde bulunma amacıyla söylendiği, tehdit niteliğinde olmadığı, tehdit fiilinin, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgu olduğu, fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerektiği, sanığın, görevli polis memurlarına, "hepinizi sürdürürüm" demekten ibaret eyleminde tehdide konu sözün, sonuç almaya elverişli, objektif olarak mağdurlar üzerinde ciddi bir korku ve endişe doğuracak nitelikte olmadığı anlaşıldığından,Dairemizin 04/12/2013 gün ve 2012/16043 esas, 2013/30718 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.