Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26300 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7346 - Esas Yıl 2014





Hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, ... 9. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 25/12/2008 gün ve 2008/179 esas, 2008/1039 karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 11/12/2013 gün ve 2012/16344 esas, 2013/31816 sayılı kararıyla;"2-Tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,Anlaşıldığından, sanık ... müdafiinin ileri sürdüğü nedenler ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA," karar verilmiştir.I-İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Ba??savcılığının 05/02/2014 gün ve 2010/149328 sayılı yazısı ile;“5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesinin beşinci fıkrasında "sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir." şeklinde düzenlenmiştir.Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesinin koşulları ise aynı Kanun maddesinin 6. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre,a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması gerekir. Mahkumiyetin kesinleşmiş olması gerekir,b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varılması gerekir.c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesi gerekir."Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01/02/2011 tarihli kararında da belirtildiği gibi, "5560, 5728, 5739 ve 6008 sayılı Yasalar ile 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde gerçekleştirilen değişiklikler göz önüne alındığında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının koşullarını şu şekilde belirlemek mümkündür:1) Suça ilişkin koşullar;a- Yapılan yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olması, b- Suçun, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılâp Yasalarında yer alan suçlardan bulunmaması,2) Sanığa ilişkin koşullar;a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması, b- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi, c- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,d- Sanığın açıkça bu kurumun uygulanmasını kabul etmeme yönünde irade beyan etmemesi gerekmektedir. Tüm bu koşulların bulunması halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve sanık beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulacaktır. " Bu koşullardan ilk üçü maddi koşullar, son koşul ise manevi koşul olarak adlandırılabilir. Belirtilen maddi koşulların varlığı sanık hakkında verilecek hükmün açıklanmasının geri bırakılacağı anlamına gelmemekte, koşulların varlığı tespit edildikten sonra mahkemece bir değerlendirme daha yapılması gerekmektedir.Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri, duruşmalardaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması gerekmektedir. Yapılacak değerlendirmede sanığın tespit edilen kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak tespit edilecek olgulara göre sanığın ileride suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılacaktır.5271 sayılı CMK'nın 232. maddesinin 6. fıkrasında; 'Hüküm fıkrasında, 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı, varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir' şeklinde, 'Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar' başlıklı 230. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde ise, 'Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar gösterilir' biçiminde düzenlemelere yer verilmiştir. Hükmün gerekçesi hüküm fıkrasına dahildir ve birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.Mahkemece tehdit suçundan 3600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanığın suç tarihi itibarıyla sabıka kaydında bulunan cezasının silinme koşullarının gerçekleşmiş olması nedeniyle CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (a) bendindeki objektif şartın gerçekleştiği ve suçla oluşan birey ya da kamu zararı bulunmadığından aynı fıkranın (c) bendindeki şart yönünden de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına bir engel bulunmadığı görülmektedir. Ancak, aynı fıkranın (b) bendinde belirtilen ve mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması şeklinde aranan subjektif şartın gerçekleşip gerçekleşmediğinin irdelenmesi gerekmektedirMahkemece, sanık hakkında verilen para cezası sonrasında kısa kararda sanığın mağdurun zararını karşılamadığı göz önüne alınarak şartları oluşmadığından CMK'nın 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiğinin anlaşılması karşısında mahkemece, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için öngörülen subjektif koşullardan birisi olan, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda bir kanaat oluşması keyfiyeti hükmün gerekçesinde mahkemece değerlendirilmemiştir.Hüküm fıkrasında yer alan, CMK'nın 231. maddesine ilişkin değerlendirmenin maddi olayla örtüşmediği ve gerekçenin yetersiz olduğu, bu hususun 1412 sayılı CMK'nın 308/7 maddesinin 7. fıkrasına aykırılık oluşturması nedeniyle, tehdit suçuyla ilgili hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.Bu itibarla Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 11/12/2013 gün ve 2012/16344 Esas, 2013/31816 Karar sayılı kararına itiraz edilmesi gereği hasıl olmuştur.Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamından, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 11/12/2013 gün ve 2012/16344 Esas, 2013/31816 Karar sayılı kararıyla tehdit suçundan 3600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanığın, mağdurun zararını karşılamadığı göz önüne alınarak şartları oluşmadığından C.M.K'nın 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin verilen kararın hukuka aykırı nitelikte olduğu, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için öngörülen subjektif koşullardan birisi olan, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda bir kanaat oluşması keyfiyetinin mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden, Yüksek Mahkemece tehdit suçundan verilen onama kararının itirazen incelenerek kaldırılması ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA karar verilmesi, itirazımız yerinde görülmez ise dosyanın itiraz hakkında bir karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:II- İTİRAZIN KAPSAMIİtiraz, tehdit suçundan, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının onanmasına dair, Dairemizin 11/12/2013 tarihli kararına ilişkin olup, aynı kararda yer alan ve itiraza konu edilmeyen hakaret suçu inceleme dışı bırakılmıştır.III- KARARSanığa ait adli sicil kaydının incelenmesinde, iki ayrı mahkemeye ait kayıt mevcut olduğu, suç tarihi 11/08/2005 olan ilkinin 5237 sayılı TCK 160/1, 51 maddeleri gereğince 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin olduğu ve bu hükmün 12/12/2007 tarihinde, yani bu davaya konu suç tarihinden sonra kesinleştiğinin anlaşıldığı, suç tarihi 28/07/1995 olan ikincisinin ise 765 sayılı TCK 497/2, 55/3, 59/2, 33 ve 40. maddelerinin uygulanması sonucu verilen 11 yıl 1 ay 10 gün hapsine dair ilam olduğu ve kararın kesinleşme tarihinin 22/01/1997, infaz tarihinin ise 29/09/2006 olduğu,Buna göre ilk kaydın kesinleşme tarihi itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmediği, ancak;Mülga 3682 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 8. maddesinin, “Cezanın çekildiği veya ortadan kalktığı veya düştüğü tarihten itibaren; b) Basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma ve dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile beş yıldan fazla ağır hapis ve hapis cezasına mahkumiyetler on yıl içinde, d) (b) bendindeki suçlara mahkumiyetlerin; suçu işlediği zaman onsekiz yaşını doldurmamış olan küçükler hakkında verilmesi halinde diğer bir cürümden dolayı beş yıl içinde, evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya veya daha ağır bir cezaya mahkum olunmadığı takdirde ilgilinin, … talebi üzerine … adli sicildeki kaydın çıkartılmasına karar verilir.” hükmü uyarınca;İkinci kayda esas teşkil eden ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.09.2006 infaz tarihli, 765 sayılı TCK’nın 497/2 maddesine muhalefetten verilen 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına ilişkin ilamının ceza miktarı itibariyle ve sanığın suçu işlediği tarihte 15-18 yaş aralığında olması nedeniyle, bu kaydın infaz tarihinden itibaren ancak 5 yıl geçmekle silinebileceği, suç tarihi itibariyle silinme koşullarının oluşmadığı ve bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif koşullarının bulunmadığı anlaşıldığından,Dairemizin 11/12/2013 gün ve 2012/16344 esas, 2013/31816 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.