Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25861 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 31201 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : KYB - 2014/218931Tehdit suçundan sanık A.. Ö..'ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1 ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun'un 50/1-d maddesi gereğince 2 ay 15 gün süre ile belirli yerlere gitmekten yasaklanmasına dair, Hatay 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/10/2013 tarihli ve 2013/551 esas, 2013/781 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 16/06/2014 gün ve 218931 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “Sanık, suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olup, hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 31/3. maddesindeki yaş küçüklüğü nedeniyle cezasından indirim uygulanması yerine, bu indirim uygulanmayarak sanığın aleyhine olacak şekilde fazla ceza verilmesinde isabet görülmemiştir.”denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit suçundan sanık A.. Ö.. hakkında yapılan yargılama sonucunda, Hatay 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/10/2013 tarihli kararıyla, hapis cezasından çevrilme seçenek yaptırıma karar verildiği, yüze karşı verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, bu cezanın infazı sırasında, sanık hakkında yaş küçüklüğü indirimi yapılmadığı gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında, TCK’nın 31/3. maddesinin uygulanmamasına yönelik hukuka aykırılığa ilişkindir. III- Hukuksal Değerlendirme:Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen kararda belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.5271 sayılı CMK’nın “müdafiin görevlendirilmesi” başlıklı 150. maddesinde; “(1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir......” hükümleri yer almaktadır.İnceleme konusu somut olayda; suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanığa, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 150/2. maddesi gereğince, istemi aranmaksızın baro tarafından müdafii görevlendirilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden, sanığın sorgusunun müdafii olmaksızın yapılıp, hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlandığı görülmektedir. Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Y.C.G.K.'nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1) Kanun yararına bozma istemi hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 02/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.