MAHKEMESİ : Sulh Ceza MahkemesiSUÇLAR : Tehdit, hakaret, huzur ve sükunu bozmaHÜKÜMLER : BeraatYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:1-) Sanık hakkında huzur ve sükunu bozma suçundan kamu davası açılmasına karşın, bir hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı süresi içinde karar verilebileceği ve kanun yoluna konu bir hükmün de bulunmadığı,Anlaşıldığından, O Yer Cumhuriyet Savcısının, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA, 2-) Tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; a-) Müştekilerin, 13.10.2008 tarihli oturumda şikayetlerinden vazgeçtiklerini belirtmeleri ve sanığa yükletilen hakaret suçunun takibinin şikayete bağlı olması karşısında; TCK’nın 73/6. maddesi gereğince sanığa şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, b-) Sanığın, aralarındaki alacak meselesi nedeniyle müşteki... telefonda “Seni vurur, öldürürüm, yine girer üç ay yatarım” şeklinde tehdit içerikli sözler sarfettiğinin, sanığı önceden tanıyan tanık... ve diğer müşteki Tevfik'in aşamalarda değişmeyen beyanlarıyla doğrulanması karşısında, sanığın mahkumiyeti yerine, inkâra yönelik savunmaya itibar edilerek yerinde görülmeyen yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesi,Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.