Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25380 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 35163 - Esas Yıl 2014





Tehdit suçundan sanık ... 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair,... Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2008 tarihli ve 2006/422 esas, 2008/147 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde suç işlemediğinden bahisle 5271 sayılı Kanun'un 231/10. maddesi uyarınca davanın düşmesine ilişkin, aynı Mahkemenin 25/11/2013 tarihli ve 2006/422 esas, 2008/147 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/06/2014 gün ve 231573 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/11. maddesinde yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir." şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın deneme süresi içerisinde 29/03/2010 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan, ...Sulh Ceza Mahkemesinin 17/06/2010 tarihli ve 2010/367 esas, 2010/576 sayılı kararıyla 5 ay hapis cezasına mahkum edildiği halde, sanık hakkındaki davaya devam edilerek açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit suçundan sanık ..... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2008 tarihli kararıyla, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra aynı mahkemenin 25/11/2013 tarihli kararıyla, 5 yıllık denetim süresi içerisinde suç işlenmediği gerekçesiyle, CMK'nın 231/10. maddesi uyarınca kamu davasının düşmesine karar verildiği, temyiz edilmeksizin kesinleşen bu karara karşı, denetim süresi içerisinde suç işlenmiş olduğu gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra, denetim süresi içerisinde suç işlenmediği gerekçesiyle verilen düşme kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. III- Hukuksal Değerlendirme:5271 sayılı CMK’nın “hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlığını taşıyan 231. maddesinin 8. fıkrasında; " Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur." 10. fıkrasında; “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.” 11. fıkrasında; " Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." hükümleri yer almaktadır.İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında 19.03.2008 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın ... Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddi kararı üzerine 22.07.2008 tarihinde kesinleştiği, bilahare sanığın 5 yıllık denetim süresi içerisinde suç işlemediği ve sürenin dolduğu gerekçesiyle, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 25.11.2013 tarihli kararıyla düşme kararı verildiği görülmektedir.Yukarıda yer verilen safahat bilgilerine göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının olağan yasa yolu sürecinin tamamlanmasından sonra 22.07.2008 tarihinde kesinleştiği belirlenmekte ise de, CMK'nın 231/10. maddesi uyarınca kamu davasının düşmesine karar verilebilmesi için, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranılması gerektiği, oysa... Sulh Ceza Mahkemesinin kararı incelendiğinde, sanığın 29.03.2010 tarihinde işlemiş olduğu yaralama suçundan 17.06.2010 tarihinde mahkumiyetine karar verildiği ve kararın 01.10.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır,Bu itibarla, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemiş olması nedeniyle CMK'nın 231/10. maddesinde belirtilen, “denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi” koşulu gerçekleşmediğinden, kamu davasının düşürülmesine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1- Tehdit suçundan sanık .... hakkında, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 25/11/2013 tarihli ve 2006/422 esas, 2008/147 sayılı kararının, CMK’nın 309/4-c maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA,2- Kararın davanın esasını çözen mahkûmiyet dışındaki hükümlere yönelik olması nedeniyle, aynı Kanun maddesinin 4–c bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurmamasına ve yeniden yargılama yapılmamasına, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.