Sulh Ceza MahkemesiSUÇLAR : Tehdit, yaralama, hakaret, kişilerin huzur ve sükununu bozmaHÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan ve CMK'nın 260/1. maddesi uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenen şikayetçi ... soruşturma aşamasında sanıktan şikayetçi olduğu, duruşmada da "hazırlık beyanımı tekrar ederim" dediği ve sanıkların cezalandırılmasını talep etmesine karşın, katılma konusundaki isteği sorulmamış ise de; temyiz dilekçesinin kapsamı gözetilerek, CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca şikayetçi ...’un davaya katılmasına karar verilerek, dosya görüşüldü: 1-Sanık .... hakkında yaralama suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara karşı, yalnızca itiraz yolu açık olduğu ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,Anlaşıldığından, katılan.... vekilinin tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,2-Sanık .... hakkında hakaret ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarına ilişkin kararda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ... müdafinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 3-Diğer hükümlere yönelik temyize gelince;Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,a-Sanık .. hakkında yaralama eyleminden verilen beraat kararının usul ve Kanuna uygun olduğu, Anlaşıldığından, katılan .... vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, b-Sanık ... hakkında yaralama ve tehdit suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyizde ise;Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;aa)Anayasanın 141, CMK’nın 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet Savcısını ve herkesi inandıracak ve Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde olması gerekir. Yargıtay’ın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi fiillerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerekirken, açıklanan bu hususlara uyulmayarak gerekçesiz hüküm kurulması,bb)Kabule göre de;Sanığın, birden fazla katılanlara yönelik bir suç işleme kararı kapsamında, değişik zamanlarda arayarak tehdit etmesi karşısında, TCK’nın 43/2 ve 43/1. maddeleri uyarınca cezanın artırılması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık .... müdafiinin temyiz nedenleri ile kebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.