Tebliğname No : KYB - 2014/148824Tehdit suçundan sanık .., Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-2.cümle, 62 ve 52. maddeleri uyarınca (üç kez) 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve CMK'nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, Ordu 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 23/03/2011 tarihli ve 2008/125 esas, 2011/152 sayılı kararını müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde işlediği kasıtlı bir suçtan mahkum olması üzerine hükmün açıklanması ve adı geçen sanığın Türk Ceza Kanunu'nun106/1-2.cümle, 62 ve 52. maddeleri gereğince ayrı ayrı üç defa 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, Ordu 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 29/01/2014 tarihli ve 2013/399 esas 2014/50 karar sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.05.2014 gün ve 148824 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, sanık .. diğer sanık ..ile birlikte üç ayrı polis memuruna yönelik tehdit eylemleri nedeni ile cezalandırılmalarına ve haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ancak sanık .. denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi üzerine bu sanık bakımından hükmün açıklanmasına karar verildiği anlaşılmakla;1-Sanıkların katılanlara yönelik tehdit eylemlerini birlikte gerçekleştirdikleri cihetle, eylemlerinin birden fazla kişi ile birlikte tehdit veya görevi yaptırmamak için direnme suçlarını oluşturup oluşturmayacağı hususunda delillerin değerlendirilmesi ve takdirinin asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesinde,2-Suçun üç katılana yönelik tek eylemle gerçekleştirildiği, bu nedenle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, ayrı ayrı üç kez cezalandırılma yoluna gidilmesi suretiyle fazla ceza tayin edilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit suçundan sanık .... hakkında yapılan yargılama sonucunda, Ordu 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 23/03/2011 tarihli kararı ile, her bir müşteki için ayrı ayrı olmak üzere üç kez 500 TL adli para cezası verilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işleyerek mahkum olması üzerine, Mahkemesince 29/01/2014 tarihli karar ile hükmün açıklanmasına karar verildiği, kararın kesin olarak verilmesi üzerine, infaz aşamasında tehdit suçu yönünden eylemin birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit veya görevi yaptırmamak için direnme suçlarını oluşturabileceğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi ve ayrıca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle, kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Sanığın üç kamu görevlisine yönelik tehdit eyleminde, görevsizlik kararı verilmesi gerekip gerekmediği ile TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin, uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır.( Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.) İnceleme konusu somut olayda; sanığın, karakol önünde nöbetçi memurunu meşgul etmesi nedeniyle kendilerini karakola davet eden müşteki polislere “siz şimdi görürsünüz sizi Hakkari'ye sürdüreceğim" şeklindeki sözlerle, aynı anda ve tek bir fiille tehditte bulunması şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, her bir müşteki için ayrı ayrı ceza verilmesi hukuka aykırıdır.Ancak, yukarıda anlatılan şekilde ve ani olarak gelişen olayda sanık .. ve o sırada yanında bulunan arkadaşı diğer sanık İslam Sucu'nun birlikte tehdit etme kastının bulunmadığının anlaşılması karşısında TCK'nın 106/2-c maddesinin uygulanma imkanının olmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca TCK'nın 265. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunun, kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle işlenebileceği, somut olayda sanık hakkında adli bir işlem bulunmadığı, alkollü olan sanığın çevrede silah atıldığını duyup karakolda görevli polislere söylemesi üzerine onların da “biz ilgileniriz” demelerine karşın oradan ayrılmayıp söylemlerini sürdürmeleri nedeniyle polis memurlarınca karakola davet edildiğinde tehdit ifadelerini kullandığı, dolayısıyla kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engelleme amacı bulunmadığından, eylemin görevi yaptırmamak için direnme suçuna vücut vermeyeceği anlaşılmıştır. IV- Sonuç ve Karar:Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,1-Tehdit suçundan sanık .... hakkında, Ordu 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 29/01/2014 tarih ve 2013/399 esas, 2014/50 karar sayılı kararın, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2-Karardaki hukuka aykırılık aynı kanun maddesinin 4-d fıkrasına göre, sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, TCK’nın 106/1. maddesinin 2. cümlesi uyarınca, mahkemece adli para cezasının tercih edilmiş olduğu da gözetilerek, 30 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına,3-Sanığın tehdit suçunu birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlemesi nedeniyle cezasının TCK’nın 43/2. maddesi uyarınca takdiren 1/4 oranında artırılarak, 37 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,4-TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca cezanın takdiren 1/6 oranında indirilerek, 30 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5-TCK'nın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü takdiren 20 TL'den paraya çevrilerek sanığın, 600 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA,6-TCK'nın 52/4 maddesi gereğince adli para cezasının birer ay arayla 10 eşit taksitler halinde ödenmesine, taksitlerden birisinin süresinde ödenmemesi durumunda geri kalan kısmının tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceğinin bildirilmesine, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, 7-Yukarıda açıklanan nedenlerle 1 nolu kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.