Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24511 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3577 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : KD - 2011/16378Tehdit suçundan sanık B. Ö. hakkında yapılan yargılama sonunda sanığın beraatine dair, Kahramanmaraş (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 21/04/2010 tarih ve 2009/1072 esas, 2010/387 karar sayılı hükmün O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 06/01/2015 gün ve 2013/6092 esas, 2015/223 karar sayılı kararıyla;"Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Eyleme, yükletilen suça yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA" karar verilmiştir.I-İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/02/2015 gün ve 2011/16378 sayılı yazısı ile;“İtiraza konu uyuşmazlığın, sanık hakkında tehdit suçundan açılan kamu davasında, dinlenen tanık anlatımları ve düzenlenen suç tutanağı ve dğer dosya kapsamından sanığın üzerine atılı bulunan tehdit suçu işleyip işlemediğine ilişkindir.Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir.Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.Tehdit fiili, mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.Bu açıklamalar çerçevesinde, maddi olayda, K.Maraş E Tipi Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunduğu sırada, katılan Y.'un da aynı cezaevinde İnfaz Koruma Başmemuru olarak görev yaptığı, suç tarihinde sanık B.'ın Cezaevi 2. Müdürü İ. B. ile görüşmeye gittiği, burada 2. müdür İ.'e bu cezaevinden başka bir cezaevine nakil gitmek istediğini söylediği, 2. müdür İ.'in nakil için gerekli şartları taşımadığını şüpheliye söylediği, bu görüşme sırasında katılanY.'un içeriye girip 2. Müdür İ.'e birşey söylediği, ve katılan Y.'u gören sanık B.'ın aniden katılanY.'a dönüp "Seni vurmazsam beni bu cezaevinden göndermeyecekler, seni vuracağım" diyerek tehditte bulunduğu, suç tarihi olan 20/11/2009 tarihinde düzenlenen tutanak ve cezaevi idare personeli M. Ç., Ceza infaz koruma memuru K. K. ve diğer infaz koruma memuru M. D.'ın anlatımlarıyla sanığın katılan infaz koruma memuruna tehditte bulunduğu açık şekilde anlaşıldığı halde, sanığın başka bir cezaevine sevk istemesi sırasında talebinin reddedilmesi karşısında duyduğu üzüntü ve çaresizlik duyguları altında, ayrıca bir kısım eşyalarının kendisine verilmesi yolundaki talebin görevli katılan tarafından “burası cezaevidir senin bekçin değiliz” şeklindeki yasal olmayan şekilde reddine olan kızgınlığın kendisinde oluşturduğu etkiyle söylenin sözlerin sevkin yapılmasına yönelik olması, cezaevi koşullarında gerekli güvenlik önlemlerin de yeterince bulunmakla tehdit konusu eylemin katılan üzerinde, ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu,bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgu olmadığı, serbest hareketli suçlardan olan tehdit suçunun katılan üzerine ciddi bir korku ve endişe yaratabilecek yeterlilik ve elverişlilikte olmadığı kabul edilerek sanık hakkında üzerine atılı bulunan tehdit suçundan beraat kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı görüldüğünden Yüksek Yargıtay 4 Ceza Dairesinin 06/01/2015 gün ve 2013/6092 Esas, 2015/223 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak, sanığın katılana yönelik tehdit suçunu işlediğinin kabulüyle, Kahramanmaraş 3 Sulh Ceza Mahkemesinin 21/04/2010 tarih ve 2009/1072 Esas ve 2010/387 Karar sayılı ilamıyla verilen beraat kararının bozulmasına karar verilmesi istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,1-İtirazımızın KABULÜNE,2-Yüksek Yargıtay 4 Ceza Dairesinin 06/01/2015 gün ve 2013/6092 Esas, 2015/223 Karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,3-Kahramanmaraş 3 Sulh Ceza Mahkemesinin 21/04/2010 tarih ve 2009/1072 Esas ve 2010/387 Karar sayılı ilamıyla SANIK B. Ö. hakkında verilen beraat kararının BOZULMASINA,4- İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:II- İTİRAZIN KAPSAMIİtiraz, tehdit suçundan, sanık B. Ö. hakkında verilen beraat kararının onanmasına dair, Dairemizin 06/01/2015 tarihli kararına ilişkindir.III-KARARYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,Dairemizce verilen 06/01/2015 gün ve 2013/6092 esas, 2015/223 karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, Kahramanmaraş (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 21.04.2010 tarih ve 2009/1072 esas, 2010/387 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu:Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir.Bu açıklamalar doğrultusunda, sanığın katılanı “seni vurmazsam beni bu cezaevinden göndermeyecekler, seni vuracağım” biçimindeki sözlerle tehdit ettiğinin kabul edilmesi karşısında, öfkenin suç kastını kaldırmayacağı, tehdit suçunda tasarlama öğesinin bulunmadığı, söylenen sözlerin objektif olarak elverişli ve yeterli olması nedeniyle tehdit suçunun oluştuğu gözetilmeden, kanuni olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile itiraz yazısındaki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.