Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23863 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10091 - Esas Yıl 2013
Tebliğname No : 4 - 2011/76100MAHKEMESİ : Emet(Kapatılan) Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 15/06/2010NUMARASI : 2010/133 (E) ve 2010/98 (K)SUÇLAR : Tehdit, hakaret, 4320 sayılı Kanuna muhalefetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;TCK'nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmemiş ise de, bu hususun infaz aşamasında gözetilebileceği dikkate alınarak düzeltilerek onama düşüncesine iştirak olunmamıştır.A-Tehdit ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,Anlaşıldığından, sanık İ.. F..’ ın ileri sürdüğü temyiz iddiaları yerinde görülmemiş olmakla tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, B-4320 sayılı kanuna muhalefet suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteğine gelince; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Sanığın, 4320 sayılı Kanunundaki tedbirlere 28.4.2010 ve 11.5.2010 tarihlerinde uymaması biçimindeki eylemlerinin, bir suç işleme kararı kapsamında değişik zamanlarda zincirleme şekilde işlenmesi nedeniyle TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı tartışılmadan iki kez ayrı ayrı hüküm kurulmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi, 2-Kabule göre ise; hüküm tarihinden sonra, 20.03.2012 tarih ve 28239 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren 08.03.2012 gün ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 23/1. maddesi ile 14.01.1998 tarihli ve 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun tümüyle yürürlükten kaldırıldığı, anılan Kanunun, 13/1. maddesinde "Bu kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi halinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur." şeklindeki düzenleme ile tedbire muhalefet eyleminin yaptırımının yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesi de dikkate alınarak sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde kanuni zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş ve sanık İ.. F..’ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.