Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23826 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19746 - Esas Yıl 2013





Hakaret suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 43/2 ve 52. maddeleri gereğince 9.120,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/02/2013 tarihli ve 2013/21-140 sayılı kararına yönelik, katılanlar vekili tarafından yapılan itirazın vekâlet ücreti yönünden kısmen kabulüne ilişkin, ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2013 tarih ve 2013/49 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/05/2013 gün ve 171209 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 30/03/2011 tarihli ve 2011/9118-6579 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulması hâlinde, itiraz merciinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesinin şartlarının olup olmadığını, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığını inceleyebileceği, mercii tarafından suçun sübutu, nitelendirilmesi gibi esasa ilişkin değerlendirme yapılamayacağı, açıklanmayan mahkûmiyet hükmü içeriğindeki hukuka aykırılıkların denetlenemeyeceği, bu gibi hukuka aykırılıkların ancak davanın düşmesi kararı verildiğinde veya hükmün açıklanması ya da yeni bir hüküm kurulması hâlinde temyiz kanun yolu ile incelenebileceği", dolayısıyla katılanlar vekili için vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılanlara verilemeyeceği cihetle itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, .... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/02/2013 tarihli tarihli kararıyla, adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, katılanlar vekilinin karara hem esas hem de vekalet ücreti yönünden itirazı üzerine, merci ... 6. Asliye Ceza Mahkemesince itiraz vekalet ücreti yönünden yerinde görülerek, 660 Türk lirası vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılanlara verilmesine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyerek, vekalet ücreti yönünden itirazı kabul eden merci kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme: 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan maddenin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnad edilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir. CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür. CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK'nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.İnceleme konusu somut olayda; katılanlar vekilinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına, hem esas hem de vekalet ücreti yönünden yaptığı itirazı inceleyen ... 6. Asliye Ceza Mahkemesince, vekalet ücreti yönünden yerinde görülen, itirazın kabulüne karar verilmiştir.Hükümde yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine hükmolunmaması, CMK’nın 324. maddelerine aykırılık oluşturmaktadır. Bu bağlamda itirazı inceleyen merciin böyle bir hukuka aykırılığı tespit etmesi halinde, itirazın kabulüne karar vererek gereği için dosyayı mahkemesine iade etmesi gerekir. Dolayısıyla, somut olayda vekalet ücretine kendisinin karar vermesi hukuka uygun değildir.Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “….Dolayısıyla, kanunda yer alan "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir" hükmü, itirazı kabul eden merciin sadece "itiraz konusu" hakkında karar vermesi şeklinde anlaşılmalıdır. Buna karşın bu hüküm itiraz konusu dışında dosyanın esası hakkında da yargılamayı sonuçlandıracak (örneğin görevsizlik kararını kaldıran merciin dosyanın esası hakkında karar vermesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararı kaldıran merciin hükmü açıklaması gibi) bir karar vermesi gerektiği şeklinde yorumlanmamalıdır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 26.10.2010 gün ve 182-209 sayılı kararında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itirazı inceleyen merciin, itirazı yerinde görmesi halinde dosyayı hükmün açıklanması için yargılamayı yapan asıl mahkemesine göndermesi gerektiği kabul edilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile itirazı kabul eden merciin dosyayı gereği için mahkemesine iade etmesi gerektiği vurgulanmıştır. IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce farklı gerekçeyle yerinde görüldüğünden,1- ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2013 tarihli ve 2013/49 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.