Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23796 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9610 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 4 - 2011/66734MAHKEMESİ : Samsun 5. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 04/11/2010NUMARASI : 2009/1239 (E) ve 2010/776 (K)SUÇ : TehditYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Tehdit suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin kabulü için, eylemin tehdit suçunu işlemek üzere anlaşan iki veya daha fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi gerekir. Anlaşma suç işlenmeden yapılabileceği gibi, suç işlendiği sırada da sağlanabilir.Bu durumun tehdit suçunda ağırlaştırıcı nitelikli hal olarak kabul edilmesinin nedeni, eylemin birden çok kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesinin, saldırının yoğunluğu, ciddiyeti ve tehlikesini arttırması, dolayısıyla eylemin mağdur üzerindeki korkutucu etkisinin, bir başka deyişle mağdurun iç dünyasındaki huzur ve dinginliği bozan ihlalin güçlenmesi ve bu suretle mağdurun mukavemet ve savunma olanağının azalmasına yol açmasıdır. Yargılama konusu olayda;Mağdur M.. K.. ile iş ortaklığının sona ermesinden sonra mağdurun sık sık ortaklıktan kaynaklanan alacağını istemesine içerleyen sanık C.. B..'ın diğer sanık N.. G..'i mağduru parasını istememesi için tehdit etmeye azmettirmesi sonrasında, sanık N.'nin önce telefonla arayarak ardından da kısa mesaj göndermek suretiyle mağduru bizzat tehdit ettiği olayda, diğer sanık C.. B..'ın yapacağı bir kötülükten söz edilmediği gibi, sanık C.'in azmettirme dışında fiile başka bir surette de iştiraki bulunmadığı cihetle, suçun nitelikli hali bakımından TCK'nın 106/2-c maddesinde öngörülen ''birden fazla kişi tarafından birlikte'' işlenmesi unsurunun gerçekleşmediği, bu itibarla sanık N.'nin eyleminin TCK'nın 106/1. maddesinin birinci cümlesine uyduğu, sanık C.’in de bu suça azmettiren konumunda bulunduğu gözetilmeden suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde uygulama yapılması,Kabule göre ise;2-Sanığa ek savunma hakkı verilmeden, iddianamede gösterilmeyen TCK'nın 106/2c maddesinin uygulanması suretiyle CMK'nın 226/2. maddesine aykırı davranılması,3-TCK’nın 106/2c maddesinin alt sınırının 2 yıl hapis cezası olarak düzenlendiği, bu maddede TCK’nın 106/1. maddesi gereğince verilen cezanın bir katı oranında artırılacağına dair bir hüküm bulunmadığı gözetilmeden, TCK’nın 106/1 madde ve fıkrası uyarınca temel ceza tayin edilip, bu süre üzerinden ikinci fıkra ile misil artırması gerçekleştirilerek uygulama yapılması,4-TCK’nın 61/6. maddesine aykırı olarak, tehdit suçundan, aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca yapılan indirim sırasındaki hesap hatası nedeniyle sonuç cezanın 12 ay 15 gün yerine, 1 yıl 15 gün olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini, Kanuna aykırı ve sanık N.. G..’in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, lehe olan bozma kararının sanık Cafer Baştan'a 1412 sayılı CMUK'nın 325. maddesi uyarınca sirayetine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.