Tebliğname No : KYB - 2014/14563Tehdit ve şartlı tehdit suçlarından hükümlü C.. P.. hakkında hükmedilen 3.600 Türk lirası ve 2.352 Türk lirası adli para cezalarının ödenmemesi üzerine, hapis cezasına çevrilmesine ve bu cezalarının 203 gün hapis cezası olarak toplanmasına dair, Gaziantep 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2013 tarihli ve 2013/132 değişik iş sayılı kararının infazı sırasında, hükümlünün 5275 sayılı Kanuna eklenen 105/A-l maddesinde düzenlenen denetimli serbestlik hükümlerinden yararlandırılması talebinin kabulüne ve koşullu salıverilme tarihi olan 19/01/2014 tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair, Gaziantep İnfaz Hakimliği'nin 12/09/2013 tarihli ve 2013/2656 esas, 2013/2639 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 02/10/2013 tarihli ve 2013/1101 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/01/2014 gün ve 14563 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “11/04/2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6291 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'a eklenen 105/A maddesinde, "1) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla; a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren, b) Çocuk eğitim evinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan, koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir. (2) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşmasından itibaren en az altı aylık sürenin geçmiş olması durumunda, diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler. (3) Yukarıdaki fıkralarda düzenlenen infaz usulünden; a) Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler,b) Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, sakatlık veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalan hükümlüler, diğer şartları da" taşımaları hâlinde yararlanabilirler. Ağır hastalık, sakatlık veya kocama hâli, Adlî Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirilmelidir. (4) Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlülerin yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanmalarında, hak ederek tahliye tarihi esas alınır.", 31/01/2013 tarihli ve 28545 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6411 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 13. maddesi ile 5275 sayılı Kanuna eklenen geçici 4. maddeye göre; (1) Bu Kanunun 105/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ve ikinci fıkrasında belirtilen altı aylık süre şartı ile birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen cezanın belirli bir süre infaz edilmesine ilişkin şart 31/12/2015 tarihine kadar uygulanmaz." şeklindeki düzenlemeler uyarınca, adlî para cezasının ödenmemesi nedeniyle cezası hapse çevrilen hükümlülerin yukarıda belirtilen infaz usulünden yararlandırılmalarında hak ederek tahliye tarihinin esas alınması gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit ve şartlı tehdit suçlarından hükümlü C.. P.. hakkında iki ayrı ilamla hükmedilen 3.600 Türk lirası ve 2.352 Türk lirası adli para cezalarının ödenmemesi üzerine, bu cezalarının 203 gün hapis cezasına çevrildiği, hükümlünün 10.09.2013 tarihinde cezaevine alındığı ve Gaziantep infaz Hakimliğinin 12/09/2013 tarihli kararıyla, 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesi uyarınca, koşullu salıverilme tarihi olan 19/01/2014 tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilerek 12.09.2013 tarihinde tahliye edildiği, infaz savcılığının bu karara, denetimli serbestlik tedbirinin bihakkın tahliye tarihi olan 01.04.2014 tarihine kadar uygulanması gerektiği gerekçesiyle itirazda bulunması üzerine, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 02/10/2013 tarihli kararıyla itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:01.03.2008 tarihinden önce işlenen suç nedeniyle hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle çevrilen hapis cezasının infazı sırasında, 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaza dair verilen kararda, koşullu salıverilme tarihinin mi yoksa bihakkın tahliye tarihinin mi esas alınacağının belirlenmesine ilişkindir. III- Hukuksal Değerlendirme:Kanun yararına bozma istemi, infaz olunacak hapis cezasının süresine ilişkin bulunduğundan, inceleme, kanunların zaman içinde yürürlük kuralına uygun olarak suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sonrasında gerçekleştirilen yasal düzenlemelerdeki kurallar karşılaştırılmak suretiyle, sanığın en lehine sonuç verecek yasal düzenlemenin hangisi olduğunu saptamaya yönelik olarak gerçekleştirilmiştir. 11.04.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6291 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle 5275 sayılı İnfaz Kanunu’na eklenen 105/A maddesinde; (1) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,b) Çocuk eğitimevinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan,koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.(2) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşmasından itibaren en az altı aylık sürenin geçmiş olması durumunda, diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.(3) Yukarıdaki fıkralarda düzenlenen infaz usulünden;a) Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler,b) Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalan hükümlüler,diğer şartları da taşımaları hâlinde yararlanabilirler. Ağır hastalık, engellilik veya kocama hâli, Adlî Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirilmelidir.(4) Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlülerin yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanmalarında, hak ederek tahliye tarihi esas alınır. (28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı R.G. de yayımlanan 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı kanunun 80. maddesi ile yapılan değişiklik öncesindeki fıkra metni)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ve yukarıda yer verilen yasal düzenlemelere göre, koşullu salıverilme tarihine 1 yıl kalan iyi halli hükümlüler hakkında, İnfaz Kanunu’nun 105/A maddesi uygulanarak, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan bölümünün denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilebilecektir. Aynı maddenin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 4. fıkrasına göre, adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle cezası hapse çevrilen hükümlülerin, İnfaz Kanunu’nun 105/A maddesindeki infaz usulünden yararlanmalarında hak ederek tahliye tarihinin esas alınacağı düzenlenmiştir.İnfaz Kanunu’nun 105/A maddesinin 4. fıkrasındaki süre belirlenirken, 5739 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle, İnfaz Kanunu’nun 106/9. maddesinde yapılan değişikliğin göz önünde bulundurulduğu anlaşılmaktadır.İnceleme konusu somut olayda, Gaziantep İnfaz Hakimliği'nin 12/09/2013 tarihli kararıyla, 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesi uyarınca, hükümlünün koşullu salıverilme tarihi olan 19/01/2014 tarihine kadar olan cezasının, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilmiş, bu karara infaz savcılığı tarafından, denetimli serbestlik tedbirinin bihakkın tahliye tarihi olan 01.04.2014 tarihine kadar uygulanması gerektiği gerekçesiyle itirazda bulunulması üzerine, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce itirazın reddine karar verilmiştir. Hükümlü hakkında verilen adli para cezalarına ilişkin ilamlar incelendiğinde; Gaziantep 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2004/1348 esas sayılı dosyasında, suç tarihinin 15.06.2004 olduğu ve 14.09.2005 tarihli kararla, sanık hakkında 765 sayılı TCK hükümleri uygulanarak, hapis cezasından çevrilme 2.352 Türk lirası adli para cezası verildiği,Gaziantep 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/637 esas sayılı dosyasında ise, suç tarihinin 16.12.2005 olduğu ve 10.10.2008 tarihli kararla, sanık hakkında 5237 sayılı TCK hükümleri uygulanarak, hapis cezasından çevrilme 3.600 Türk lirası adli para cezası verildiği görülmektedir.Sanık hakkında hükmolunan adli para cezalarının, hapis cezasından çevrilmiş olması ve bu suçların 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle, İnfaz Kanunu’nun 106/9. maddesinde yapılan değişiklikten önce işlendiği gözönünde bulundurulduğunda, bu cezaların infazında suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan yasal düzenlemeye göre koşullu salıverilme hükümlerinin uygulanması yasal olarak mümkündür.5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesinde de, “(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.(3) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./2.mad) Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.” hükümlerine yer verilmiştir.Bu itibarla, hükümlü hakkında iki ayrı ilamla verilen adli para cezalarının hapis cezasından çevrilmiş olmaları ve her iki cezaya ilişkin suç tarihlerinin de, İnfaz Kanunu’nun 106/9. maddesinde değişiklik yapan 5739 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.03.2008 tarihinden öncesine ait olması dikkate alındığında, bu cezaların infazında koşullu salıverilmenin mümkün olduğu, TCK’nın 7/3. maddesi uyarınca da, koşullu salıverilme durumunda lehe olan hükmün uygulanması gerektiği anlaşılmakla, İnfaz Hakimliğince 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesinin koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanmasının hukuka uygun olduğu belirlendiğinden, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 05/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.