Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23484 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 4696 - Esas Yıl 2010





Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Suç tarihinde ceza infaz kurumunda hükümlü olarak kalan sanıklar üzerinde yapılan aramada, suça konu esrar maddelerinin ele geçtiği ,sanık A……. D………'in soruşturma sırasında alınan beyanlarında, suça konu esrarı diğer sanık N…….'tan aldığını, kendisinin cezaevine sokmadığını belirtmesi, sanık N.... D.....'ın ise suça konu uyuşturucuyu hükümlü B…….. Y……..'ten aldığını, bu sırada hükümlü M……. D……..'ın da bu olaya tanık olduğunu, atılı suçlamayı kabul etmediğini belirtmesi karşısında, sanık savunmalarında geçen hususların yöntemince araştırılarak,suça konu maddelerin kimden ne surette elde edildiği doğru olarak açıklandığı sonucuna varıldığında, haklarında suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY.nın 297/4. maddesinin uygulanması olanağının bulunduğu ve bu durumda, anılan Yasanın 297/1-4, 62 maddelerinin uygulanmasıyla özgürlüğü bağlayıcı cezanın daha az olacağı gözetilmeden, eksik soruşturma ile yazılı biçimde karar verilmesi2- Sanık savunmalarına göre, aralarında menfaat çatışması bulunan sanıklara ayrı ayrı müdafi atanarak savunmalarının tespiti yerine, aynı müdafii ile davanın yürütülerek 5271 sayılı CMK'nun 152/1. ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/b. maddesine aykırı davranılması,Yasaya aykırı sanıklar N.... D..... ve A……. D…….. müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamaye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.