Tebliğname No : KYB - 2014/35746Tehdit ve hakaret suçlarından sanık İ.. S..'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-1. cümle, 125/1-2, 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis ve 1.860 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, Bakırköy 17. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/09/2013 tarihli ve 2013/194 esas, 2013/153 sayılı kararına yönelik, sanık tarafından yapılan itirazın kabulü ile Bakırköy 17. Sulh Ceza Mahkemesinin anılan kararının kaldırılmasına ilişkin, Bakırköy 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2013 tarihli ve 2013/273 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31/01/2014 gün ve 35746 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “Bakırköy 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2013 tarihli ve 2013/273 değişik iş sayılı kararında, itiraz edenin sanık İ.. S.. olduğunun gösterilmesi gerekirken, katılan M.. Ö.. olarak gösterilmesinin maddi hata olduğu değerlendirilerek yapılan inceleme sonucunda;Her ne kadar Bakırköy 14. Asliye Ceza Mahkemesince sanığın sabıka kaydında bulunan sabıkasının silinme koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmediği gerekçesiyle, sanık tarafından yapılan itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 21.06.2011 tarihli ve 2011/6962-8790 sayılı ilamının içeriğinden de anlaşılacağı üzere, Bakırköy 17. Sulh Ceza Mahkemesince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara sanık tarafından, beraat etmesi gerektiği yönünde itirazda bulunulduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik bir itirazın bulunmadığı, mercii Bakırköy 14. Asliye Mahkemesinin sadece, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesinin şartlarının olup olmadığını, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığını inceleyebileceği, şartların varlığı halinde sanık lehine olan durumun sanık aleyhine olacak şekilde kaldırılıp, yeniden duruşma yapılarak hükmün açıklanmasına karar verilmesi yönünde karar verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit ve hakaret suçlarından sanık İ.. S.. hakkında yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 17. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/09/2013 tarihli kararıyla, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın bu karara itirazı üzerine, Bakırköy 14. Asliye Ceza Mahkemesince, sanığın adli sicil kaydında bulunan ilamın silinme koşullarının değerlendirilmediği gerekçesiyle, itiraz yerinde görülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırıldığı, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyerek kaldıran mercii kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme: 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle, - Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması, - Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır. İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından 6 ay 7 gün hapis ve adlî para cezası verildiği, isnad edilen suçların somut zarar suçu olmadığı ve sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiği görülmektedir. Sanık İ.. S..’nın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik mahkeme kararına, beraat etmesi gerektiği gerekçesiyle itirazda bulunması üzerine, itirazı inceleyen Bakırköy 14. Asliye Ceza Mahkemesince, sanığın adli sicil kaydındaki ilamın silinme koşullarının tartışılmadığı gerekçesiyle, itiraz yerinde görülerek itirazın kabulüne karar verilmiştir.Sanık İ.. S..’nın adli sicil kaydı incelendiğinde, 17.05.1989 tarihinde infaz edilen 1 yıl 3 ay hapis cezasına ilişkin ilamının bulunduğu, 3682 sayılı Kanun’un 8/b maddesine göre infaz tarihi üzerinden 10 yıl geçtiği için bu ilamın silinme koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır. Her ne kadar itiraz merciinin kararında itiraz eden kişi olarak sanık yerine müşteki yazılmış ise de, maddi hata niteliğinde bulunan bu ibarenin mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Bu itibarla, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif ve subjektif koşullarının oluşması karşısında, itiraz merciince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırıdır. IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1- Bakırköy 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2013 tarih ve 2013/273 değişik iş sayılı kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.