İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 184/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/6-8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresi belirlenmesine ve kararın kesinleşmesini müteakip 2 yıl içerisinde orman idaresi tarafından gösterilecek alana, ön hazırlığını yaparak idare tarafından temin edilecek 250 ağaç fidanı dikme yükümlülüğü yüklenmesine dair, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 10/11/2008 tarihli ve 2008/427 esas, 2008/639 karar sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/09/2012 gün ve 235444 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre;1- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve beş yıl süre ile denetim süresine tabi tutulması kararı verilen sanık hakkında, bu süre içinde 1 yıldan fazla olmamak üzere denetimli serbestlik tedbirine hükmolunabileceği gözetilmeden 2 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmasında,2- Sanık hakkında yükümlülük belirlenirken kanun koyucunun amacına uygun, akla ve mantığa muhalif olmayan tarafları tatmin edici, denetime elverişli bir yükümlülüğe hükmedilmesi gerektiği cihetle, Cumhuriyet savcısının infaz yetkisini kısıtlayacak ve sanığa mali külfet getirecek şekilde, ön hazırlığını yaparak idare tarafından temin edilecek 250 ağaç fidanı dikme yükümlülüğü belirlenmesinin mümkün bulunmadığının gözetilmemesinde,İsabet görülmemiştir.” denilmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 10/11/2008 tarihli kararıyla, 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süreyle denetime tâbi tutulmasına, kararın kesinleşmesini müteakip 2 yıl içerisinde orman idaresi tarafından gösterilecek alana, idare tarafından temin edilen 250 ağaç fidanı dikme yükümlülüğünün yüklenmesine karar verildiği, yoklukta verilen kararın itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, denetim süresinin hatalı belirlenmesi ve hukuka uygun olmayan yükümlülük belirlendiği gerekçesiyle, kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı: Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık için belirlenen tedbirin süresinin ve bu süre içerisinde yerine getirilmesine karar verilen yükümlülüğün, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:a- Denetimli serbestlik tedbirine ilişkin sürenin hatalı belirlenmesine yönelik talebin incelenmesinde;5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 8. fıkrasında; “(Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;...” hükmüne yer verilmiştir.Yukarıda yer verilen düzenlemeye göre, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık, 5 yıl denetim süresine tabi tutulacak ve bu süre içerisinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin takdir edeceği bir yükümlülüğü yerine getirmesi istenebilecektir.Maddedeki açık düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, denetim süresi içerisinde belirlenecek yükümlülüğün en fazla bir yıl olması gerekirken, bu sürenin iki yıl olarak gösterilmesi hukuka aykırıdır.b- Denetim süresi içerisinde yerine getirilmesine karar verilen yükümlülüğün, hukuka uygun olup olmadığının incelenmesinde;5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 8. fıkrasında; “(Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak; a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine, b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına, c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine, karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.” hükümleri düzenlenmiştir.TCK'nın 50/1. maddesinde kısa süreli hapis cezasına seçenek tedbirler ile aynı Kanunun 51/4. maddesindeki cezası ertelenen sanık hakkında uygulanabilecek yükümlülükler, tahdidi olarak sayılmışken, CMK'nın 231/8. maddesinde bir kısım tedbirler sayıldıktan sonra, “ ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine” ibaresine yer verilmiştir. Buna göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen kişi için uygulanacak denetimli serbestlik tedbirleri maddede sınırlandırılmadığından, mahkeme adı geçen maddede sayılanların dışında bir tedbire de karar verebilecektir.Esasen bu husus kanun koyucu tarafından mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Şüphesiz hakim bu konudaki takdirini kullanırken, denetimli serbestlik tedbirlerinin genel mantığından hareketle ilgili kişi ve toplum açısından faydalı bir tedbire hükmedecek ve bu tedbir kişiye maddi külfet yüklemeyen, suça eğilimini azaltan veya suçtan kaynaklanan zararların giderilmesini sağlayan, kişinin yeniden topluma kazandırılmasını temin edebilecek, insan onuruyla bağdaşan bir tedbir olacaktır.Bu açıklamalardan sonra sanık hakkında uygulanan tedbire bakıldığında; mahkemece, “ Orman idaresi tarafından gösterilecek alana, ön hazırlığını yaparak idare tarafından temin edilecek 250 ağaç fidanı dikme yükümlülüğü yüklenmesine” karar verildiği görülmektedir. Bu tedbir kanun yararına bozma talebinde belirtildiği üzere, akla ve mantığa aykırı olmadığı gibi, fidanların orman idaresinden temin edilecek olması nedeniyle, sanığa maddi külfet yüklemediği, ayrıca ilgili idare nezaretinde kaç fidan dikildiği tutanakla tespit edilebileceğinden, denetime elverişli olduğu, bunun yanında asıl karar ve ek kararın birden fazla kez sanığa tebliğine karşın itiraz edilmediği de göz önünde bulundurulduğunda, sanık için tatmin edici bir tedbir olduğu görülmektedir.Bu itibarla, sanığın işlemiş olduğu suçun TCK'nın çevreye karşı suçlar bölümünde yer alması, mahkemece belirlenen yükümlülüğün hem sanık hem toplum hemde çevre açısından faydalı ve sanığa maddi külfet yüklemeyen bir tedbir oluşu, ayrıca kanun koyucunun belirlenebilecek yükümlülükler hususunda hakime takdir hakkı tanımış olması göz önünde bulundurulduğunda, (2) nolu kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki (1) nolu düşünce yerinde görüldüğünden, 1- İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanık ... hakkında, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 10/11/2008 tarihli ve 2008/427 esas, 2008/639 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 2- Anılan kanun maddesinin 4/d fıkrası gereğince karardaki takdire ilişkin olmayan hukuka aykırılık, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilmesini gerektirmekle; denetim süresi içerisinde belirlenen yükümlülüğün süresinin, bir yıl olarak düzeltilmesine,3- İki nolu kanun yararına bozma talebinin, takdire ilişkin olması ve belirlenen yükümlülüğün hukuka uygun oluşu göz önünde bulundurulduğunda, bu husustaki istemin REDDİNE, kararın öbür yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.