Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2183 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 35319 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ... Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Tehdit, hakaret, konut dokunulmazlığını ihlalYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;1-Sanığa yükletilen tehdit ve konut dokunulmazlığını ihlal eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.Ancak,a-)TCK'nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, b-)Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, hükümde “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin” hükümden çıkartılmak ve “sanık hakkında TCK'nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” ibaresi eklenmek, biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün, bu bağlamda ONANMASINA, 2-Hakaret suçuna ilişkin hükmün temyizine gelince,Ancak; a-Sanığın, aşamalarda tehdit ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarını ikrar etmesine karşın hakaret suçunu kabul etmediği, hakaret suçunun tanıkları durumunda bulunan ..., ... ve ...'ın aşamalardaki beyanlarında, katılan ...'in olay yerinde olduğuna ve sanığın katılan ...'e hakaret ettiğine dair anlatımların olmaması karşısında, sanığın hiç görmediğini beyan ettiği katılan ...'in beyanına neden itibar edildiği tartışılıp açıklanmadan mahkumiyet kararı verilmesi,b-Kabule göre de;aa-Hakaret suçunun alenen işlenmesi nedeniyle artırım yapılırken uygulama Kanun maddesinin "125/4" yerine "106/4" olarak yanlış gösterilmesi,bb-Anayasa Mahkemesi'nin hükümden sonra 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı karar ile TCK'nın 53.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,Kanuna aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.