Konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan suça sürüklenen çocuk ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/4, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine dair, ...Çocuk Mahkemesinin 14/09/2011 tarihli ve 2010/827 esas, 2011/533 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.05.2013 gün ve 165239 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında “Dosya kapsamına göre, suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış olması nedeniyle TCK'nın 31/3. maddesi uygulanan ve daha önce hapis cezasına mahkûm edilmeyen suça sürüklenen çocuk ... hakkında, tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, TCK'nın 50. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca birinci fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğu bulunduğunun gözetilmemesinde, isabet görülmemiştir.” denilmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçundan suça sürüklenen çocuk ... hakkında yapılan yargılama sonucunda,... Çocuk Mahkemesinin 14/09/2011 tarihli kararı ile sonuç olarak 6 ay 20 gün erteli hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın tebliğ edilerek temyiz edilmeksizin kesinleştiği, sanı??ın deneme süresi içerisinde işlediği kasıtlı bir suçtan mahkum edilerek, aynen infaz yönünden ihbarda bulunulması üzerine, mahkemenin 24.01.2013 tarihli ek kararı ile erteli cezasının aynen infazına karar verildiği, bu kararın infazı aşamasında TCK’nın 50/3. maddesindeki seçenek yaptırımların uygulanması zorunluluğuna uyulmaması nedeniyle, kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmeyen sanık hakkında, hükmolunan kısa süreli hapis cezasının TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 50/1. maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinin 1. fıkrasında “Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre; a) Adlî para cezasına, b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine, c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye, d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya, e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya, f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir." 2. fıkrasında "Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez." 3. fıkrasında ise "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." hükümleri yer almaktadır.İncelenen somut olayda; anılan Kanun hükümleri dikkate alınarak yapılacak değerlendirmeye göre, suçun işlendiği 24/05/2010 tarihi itibariyle daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş ve 18 yaşından küçük olan sanığa, 5237 sayılı TCK'nın 116/4, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca verilen 6 ay 20 gün hapis cezasının, TCK'nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi hukuka aykırıdır. IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1- Konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan suça sürüklenen çocuk ... hakkında, ...Çocuk Mahkemesince verilen 14/09/2011 tarih ve 2010/827 esas, 2011/533 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2- Karardaki hukuka aykırılık sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, aynı kanun maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, dosyadaki belge ve bilgiler ile sanığın kişisel, sosyal ve ekonomik durumu da gözetilerek, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan TCK'nın 116/4, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca verilen 6 ay 20 gün hapis cezasının, TCK'nın 50/1-a, 52/2 maddeleri uyarınca günlüğü takdiren 20 TL'den paraya çevrilerek, sanığın 4.000 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA,3- TCK'nın 52/4 maddesi gereğince adli para cezasının aylık 24 eşit taksitler halinde ödenmesine, taksitlerden birisinin süresinde ödenmemesi durumunda geri kalan kısmının tamamının tahsil edileceğinin bildirilmesine, kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.