Hakaret, tehdit ve kötü muamele suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 16/12/2012 tarihli ve 2012/57149 soruşturma, 2012/34536 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulüne ve anılan kararın kaldırılmasına ilişkin, mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 07/02/2013 tarihli ve 2013/243 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/04/2013 gün ve 131887 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz üzerine incelemeyi yapan Ağır Ceza Mahkemesinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 173/3. maddesi uyarınca karar vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görmesi halinde, bu hususu açıkça belirtmek suretiyle o yer sulh ceza hâkimini görevlendirebileceği ve sonucuna göre de, kamu davası açılması için yeterli nedenler bulunmazsa istemin gerekçeli olarak reddine, delil bulunduğu takdirde ise kabulüne karar vermesi gerekeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Şüpheliler ... ve ... hakkında, hakaret, tehdit ve kötü muamele suçlarından yapılan soruşturma sonucunda,... Cumhuriyet Başsavcılığının 16/12/2012 tarihli kararıyla, delil yetersizliği gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, müşteki ... vekilinin karara süresinde itirazı üzerine, merci ... Ağır Ceza Mahkemesinin 07/02/2013 tarihli kararı ile itirazın kabulüne karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kararın gerekçe içermediği iddiasıyla, kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyerek kaldıran merci kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.Aynı Kanunun “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;“(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesine itiraz edebilir. (2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir. (3) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Mahkeme, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer sulh ceza hâkimini görevlendirebilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. (4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Mahkeme istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli Ağır Ceza Mahkemesinin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir. Ancak Anayasanın 141/3. maddesinde de belirtildiği üzere, mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli yazılması gerekmektedir. İncelenen dosyada, müşteki ...... Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu 15.10.2012 havale tarihli dilekçesi ile aynı tarihli ifadesinde, boşandığı eşi ... ile aralarında müşterek çocukları ...'ın velayet durumu nedeniyle sorun olduğunu, şüpheli ...ve eşi...'in zaman zaman telefonda kendisine hakaret ve tehdit ettiklerini, ayrıca oğlu...'ın şüpheli İsrafil'in yanında kaldığı dönemde kötü muameleye maruz kaldığını belirterek şikayetçi olmuştur.Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmada, müşteki ... ile tanık olarak gösterdiği ... dinlenmiş, şüpheliler ...ve eşi...'in talimat yoluyla savunmaları alınmış, mağdur çocuk... adli tıp kurumuna sevk edilerek raporu temin edilmiştir. Dilekçede tanık olarak bildirilen ... ve ...'in bu olayın tanıkları olmadığı müştekinin 06.11.2012 tarihli kolluk ifadesinde belirtildiğinden, bu kişiler dinlenmemiştir. Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda, toplanan delillerin kamu davası açılmasını gerektirir nitelik ve yeterlilikte olmadığı belirtilerek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara müşteki vekilinin süresinde başvurusu üzerine, itirazı inceleyen ... Ağır Ceza Mahkemesince, sabit kabul edilen olaylar ve delil ilişkilendirilmesi yapılmaksızın, dava açılması için yeterli delil olduğu gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiştir.... Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/57149 soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde, müştekinin telefonla tehdit ve hakaret iddialarıyla ilgili olarak kamu davası açmayı gerektirir nitelikte delil bulunmadığı, diğer bir iddia olan mağdur çocuk ...'a kötü muamele iddiasıyla ilgili olarak ise, müştekinin şikayet dilekçesi ekinde sunduğu, Özel ...Hastanesinde görevli ruh sağlığı uzmanınca düzenlenen raporda bir takım bulguların yer aldığı, aynı konuda tanık ...'ın çocuğun vücudunda morluklar gördüğüne dair anlatımının olduğu, ancak yaşı küçük mağdurun vekil ve uzman nezaretinde konuyla ilgili ifadesinin alınmamış olduğu anlaşılmaktadır.Bu itibarla, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı inceleyen Ağır Ceza Mahkemesince, iddia konusu her bir suçla ilgili deliller ayrı ayrı değerlendirilerek, hangi suçla ilgili kamu davası açılması için yeterli delil bulunduğu, gerekçeli olarak açık ve anlaşılır bir şekilde ortaya konulması gerekirken, suç ayrımı yapılmaksızın ve somut gerekçe ortaya konulmadan itirazın kabulüne karar verilmesi, hukuka aykırıdır.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1- ... Ağır Ceza Mahkemesinin 07/02/2013 tarihli ve 2013/243 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2- Aynı kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin itiraz mercii tarafından mahallinde tamamlanmasına, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.