Silahla tehdit, birden fazla kişiyle tehdit ve mala zarar verme suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen 12/02/2009 tarih ve 2008/456 esas, 2009/71 karar sayılı hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 07.11.2012 tarih ve 2012/11958 esas, 2012/23831 sayılı kararıyla; "2- Sanıklar hakkında diğer suçlardan kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ;Sanıklara yükletilen tehdit, yaralama ve mala zarar verme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tiplerine uyduğu,Cezaların yasal bağlamda uygulandığı,Anlaşıldığından, sanıklar ..., ... ve ...'ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, " karar verilmiştir.I- İTİRAZ NEDENLERİYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.06.2013 gün ve 2013/139074 sayılı yazısı ile;"………….1-Düzenlenen tebliğnamede TCK.nun 106/2-a maddesine ilişkin mahkumiyete yer verilmemiş, Dairece bu konuda ek tebliğname düzenletilmeden onamaya karar verilmiştir.Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08/05/2012 gün, 2011/1-347 esas, 2012/185 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, Yerel mahkemece verilen kararların temyiz yoluyla incelenmesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca o konudaki hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğnamenin düzenlenmesi zorunlu olduğu gibi, 1412 sayılı CYUY’nın 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 316. maddesinin 3. fıkrasına göre de, hükmün temyiz edilmesi halinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenecek tebliğnamenin, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde sanık veya katılan ya da vekillerine dairesince tebliğ olunması da zorunludur.İnceleme konusu olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamede TCK.nun 106/2-a maddesinden verilen mahkumiyet hükmü hakkında görüş bulunmadığından, dairece ek tebliğname düzenlenmesi istenmesi, ek tebliğnameninin CMUK.nun 316. maddesi uyarınca sanığa tebliği ve savunmasının alınması zorunluluğu gözetilmeden onama kararı verilmiştir. 2-Sanığın işlemiş olduğu tehdit suçunun "zincirleme suç" niteliğinde olduğu gözetilmemiştir.5237 sayılı TCK.nun 43. maddesinde "Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerinin aynı suç sayılacağı", "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda tek suç sayılacağı" hüküm altına alınmıştır.Somut olayda, sanık, katılan ...’ü 22/05/2008 günü gece saat 01.30 da birlikte birden fazla kişi ile tehdit etmiş, 23/05/2008 günü saat 10.30 da ise silahla katılanlar ..., ..., ...'ü tehdit etmiştir.Bu tehdit eylemlerinde TCK.nun 43. maddesinde öngörülen bir kişiye karşı birden fazla işleme ve tek eylemle birden fazla kişiye karşı işleme unsuru bir bütün olarak gerçekleşmiştir. İşlenen eylemlerde zincirin kopmadığı sanığın tehdit kastını devam ettirdiği, eylemin bir bütün olarak TCK.nun 106/2-a,c, 43. maddesi kapsamında müteselsilen tek suç oluşturduğu gözetilip, buna göre ceza verilmesi gerektiğinin gözetilmesi gerekçesiyle bozma kararı verilmesi yerine, hükmün onanmasına karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Sonuç ve istem : Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca;1-Dairenizin 07/11/2012 gün, 2012/11958 esas, 2012/23831 karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASI,2- ... Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2009 gün, 2008/456 esas - 2009/71 karar sayılı mahkumiyet hükmünün CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASI,3-Talebimizin kabul edilmemesi halinde, dosyanın itiraz incelenmesi için Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİ,Talep ve dosya tebliğ olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, itiraza konu sanık ve suçlar yönünden incelenerek gereği düşünüldü:II- İTİRAZIN KAPSAMIİtiraz, silahla tehdit ve birden fazla kişiyle tehdit suçlarından sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararlarının onanmasına dair, Dairemizin 07.11.2012 tarihli kararına ilişkin olup, bu suçlar yönünden karar yeniden ele alınmış, itiraza konu edilmeyen sanık ...’ın mala zarar verme suçu ile, diğer sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümler inceleme dışı bırakılmıştır. III- KARARDairemizin 13.02.2014 tarih ve 2013/19795 esas, 2014/4719 sayılı kararı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülerek, Dairemizin 07.11.2012 tarih ve 2012/11958 esas, 2012/23831 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiği ve sanık ... hakkında silahla tehdit suçundan ek tebliğname düzenlenmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına geri gönderildiği, belirtilen eksikliğin ikmal edilerek dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla,... Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen 12/02/2009 tarih ve 2008/456 esas, 2009/71 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;Sanık ...'ın haklarındaki hükümler onanan diğer sanıklar ... ve ... ile birlikte, 22.05.2008 günü gece 01:30 sıralarında müşteki ...'e ait evin önüne alkollü bir şekilde gittikleri, burada her üç sanığın müşteki ...'e hitaben “ senin kızını sinkaf ederiz, seni öldürürüz” diyerek tehdit ettikleri, bu olayın emniyete intikal ettirilmesi üzerine soruşturmaya başlandığı, ertesi gün müşteki ...'in eşi ... ile sanık ...'ın ağabeyi ...'ın gece meydana gelen olay nedeniyle işyerlerinin önünde tartışmaları üzerine, sanık ...'ın döner bıçağı ile olay yerine gelerek, bıçağı müştekiler .., ... ve ...'e teşhir etmek suretiyle, her üç müştekiye, “bizimle uğraşmayacaksınız demedim mi, ...'i terk edin” diyerek tehdit etmesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirdiği tehdit eylemlerinin zincirleme suç hükümlerine tabi olması nedeniyle, temel cezanın TCK'nın 106/2-a-c maddeleri uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenip, mağdur ve eylem çokluğu gözetilerek, TCK'nın 43/1. ve 43/2. madde ve fıkraları uyarınca her bir artırımın temel ceza üzerinden yapılması suretiyle, sonuç cezanın belirlenmesi gerekirken; TCK'nın 106/2-c ve 106/2-a, 43/2 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulması,Kanuna aykırı ve sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden itiraz yazısı ve ek tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, bozma üzerine sanık hakkındaki ilamın kesinleşmemiş sayılması gerektiğinden, infaza başlanılmış ise infazın durdurulmasına, bu suçlardan TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde salıverilmesi için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, itiraza konu edilmeyen sanık ...’ın mala zarar verme suçu ile, diğer sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlerin aynen muhafazasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.