Tehdit ve yaralama suçlarından sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-1.cümle, 43/2, 86/2-3-a, 62 ve 52/2 maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis ve 3.000.00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, ...Sulh Ceza Mahkemesinin 13/12/2012 tarihli ve 2012/368-758 sayılı kararına, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 21/01/2013 tarihli ve 2013/26 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/05/2013 gün ve 145074 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, itiraz merciince, sanık hakkında evvelce işlemiş olduğu bir başka suçundan dolayı ... Asliye Ceza Mahkemesinin 07/05/2012 tarihli ve 2012/99-290 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine karşın, sanığın 5 yıllık denetim süresi içinde yeniden suç işlediğinden bahisle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, sanık hakkında verilen önceki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının henüz hukukî bir sonuç doğurmadığı ve 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, somut olayda da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında sanığa ve suça ilişkin objektif koşulların gerçekleştiği gözetilmeksizin, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit ve yaralama suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda,... Sulh Ceza Mahkemesinin 13/12/2012 tarihli tarihli kararı ile, 6 ay 7 gün hapis ve 3.000.00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Cumhuriyet Başsavcılığınca sanığın kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunduğu gerekçesiyle karara itiraz edilmesi üzerine, ... Asliye Ceza Mahkemesince sanık hakkında daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu nedenle CMK’nın 231. maddesinin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, itiraz yerinde görülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırıldığı, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyerek kaldıran merci kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme: 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle, - Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması, - Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.Ancak kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” değildir. Bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, CMK’nın 223. maddesinde sayılan hükümlerden olmadığından, bu kararların CMK’nın 231/6-a bendinde belirtilen kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak kabul edilme imkanı bulunmamaktadır.Bununla birlikte bu ilamlar subjektif koşulun kişilik boyutu itibariyle değerlendirilmesinde mahkemece göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaatin oluşumunda kullanılabilecektir.İnceleme konusu somut olayda;...Asliye Ceza Mahkemesince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasına engel olarak kabul edilen ilamın, aynı mahkemenin 07.05.2012 tarihinde verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilam olduğu, bu ilamın davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” niteliği bulunmadığından, CMK’nın 231/6-a bendinde belirtilen kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır.Ancak, sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde yukarıda yer verilen kararın dışında iki adet ilamının da olduğu, bunlardan birinin suç tarihinden sonra kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğu, diğer ilamın ise ... Askeri Mahkemesinin 2009/189- 153 sayılı ilamı ile emre itaatsizlik suçundan 1632 sayılı Kanunun 87/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyet kararına ilişkin olduğu, bu ilamla verilen cezanın infazı sırasında, 12.08.2009 tarihinde şartla tahliye edildiği görülmektedir.Bu itibarla sanığın adli sicil kaydında yer alan bu ilamın, CMK’nın 231/6-a maddesi kapsamında kasıtlı suçtan mahkumiyet olması nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, itiraz merciince verilen kararın kaldırılmasına yönelik talebin reddine karar verilmiştir. IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 05/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.