Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20478 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14244 - Esas Yıl 2013





Tehdit suçundan sanık ...'nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1, 62/1 ve 52. maddeleri uyarınca neticeten 500.00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 03/10/2012 tarihli ve 2011/87 esas, 2012/1363 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.04.2013 gün ve 101660 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 73. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz." şeklindeki düzenleme karşısında, katılan ...'in soruşturma aşamasında verdiği ifadesinde, sanık ...'nun kendisini "siz bittiniz" demek suretiyle tehdit ettiğine ilişkin herhangi bir anlatımı ve suç isnadı bulunmadığı gibi, sanık ...'ın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde katılanın kendisine "siz bittiniz" dediğini beyan etmesine rağmen, katılanın mahkemede alınan beyanına dayanılarak, sanığın tehdit suçundan yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 03/10/2012 tarihli kararıyla, 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, yüze karşı verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında sanığın tehdit suçunu işlemediği, yanlış sanık hakkında dava açıldığı gerekçesiyle, kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Sanık ...'nun tehdit suçunun faili olmamasına karşın, yanlış sanık hakkında açılan kamu davası üzerine, mahkumiyetine karar verilmesi şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılığa ilişkindir. III- Hukuksal Değerlendirme:Kanun yararına bozma isteminin konusu, sanık ...'in tehdit suçunun faili olmasına karşın, iddianamede isim karışıklığı yapılarak, sanık ... hakkında tehdit suçundan dava açılması ve sanığın bu suçtan kesin nitelikte adli para cezası ile cezalandırılması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılığın giderilmesine ilişkindir. ...Cumhuriyet Başsavcılığının 29/12/2010 tarihli iddianamesiyle, sanık ... hakkında, sanık ...'e yönelik basit yaralama ve “siz bittiniz” diyerek tehdit ettiği iddiasıyla, yaralama ve tehdit suçlarından, sanık ... hakkında ise, sanık ...'na yönelik basit yaralama suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, her iki sanığın da iddianame doğrultusunda kesin nitelikte adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.... Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/87 esas sayılı dosyası incelendiğinde; müşteki sanık ...'nun ... Cumhuriyet Başsavcılığına ibraz ettiği 08/11/2010 tarihli dilekçesinde, olay günü çatı inşaatı nedeniyle tartışmış olduğu sanık ...'in “siz artık bittiniz” diyerek üzerine saldırdığını, akabinde gözüne yumruk vurarak yaraladığını belirterek şikayetçi olduğu, aynı olayla ilgili sanık ...'in de emniyette alınan 07.11.2010 tarihli ifadesinde, yaralama suçu nedeniyle sanık ...'ndan şikayetçi olduğu, ifadesinde tehdit eyleminden bahsetmediği, tanık ...'ın da emniyet ve mahkeme ifadelerinde, sanık ...'in “siz bittiniz” diyerek ...'nu tehdit ettiğini, ...'nun ...'i tehdit etmediğini beyan ettiği görülmektedir.Yukarıda yer verilen soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki ifadelere göre, tehdit suçunun sanık ... tarafından işlenmesine karşın, iddianamede isim karışıklığı yapılarak sanık ... hakkında açılan dava üzerine, sanığın kesin nitelikte adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır.IV- Sonuç ve Karar:Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1- Tehdit suçundan sanık ... hakkında,... Sulh Ceza Mahkemesinin 03/10/2012 tarihli ve 2011/87 esas, 2012/1363 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2- Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan kanun maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın tehdit suçundan BERAATİNE,3- Bu suçtan hükmolunan cezanın çektirilmemesine,4- Kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 05/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.