Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19669 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4817 - Esas Yıl 2013
Tebliğname No : 2 - 2011/385179MAHKEMESİ : Kandıra Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 07/02/2011NUMARASI : 2007/108 (E) ve 2011/101 (K)Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmesi için, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.Sanığın, cezaevinde ayrımcılığa maruz kaldığı düşüncesi ile infaz hâkimliğine yazdığı dilekçede yer alan, cezaevi disiplin kurulunu kasteden “...disiplin kurulu başkanı altında bir oluşum yapılandırılmış, üyelerinin siyasal kültürden uzak, kurumsal itidalden yoksun, ciddi siyasal ve ahlaki zaafiyete sahip oldukları ve ideallerine hakaret içeren, terbiyesizce söylemler bir yanda, kendilerini devlet yerine koymaları.... ” şeklindeki sözleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, cezaevi disiplin kurulu üyesi olan mağdurların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, nezaket sınırlarını aşan ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, kanuni olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkûmiyet kararı verilmesi,2-Kabule göre de, TCK’nın 125/1. maddesinin uygulanması istemi ile açılan davada ek savunma hakkı tanınmadan, TCK’nın 125/3-a maddesi ile ceza verilerek CMK’nın 226. maddesine aykırı davranılması,Kanuna aykırı ve sanık S.. G..'in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.