Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Başkaca hususlar yerinde görülmemiştir.Ancak;A-Sanığın, reşit olmayan 16 yaşındaki kızını rızası ile yanında tuttuğunu kızının eşyalarından elde ettiği telefon numarasından öğrenmesi sonucunda mağdura telefon ederek, “kızımın saçının bir teline zarar verirsen seni vururum, yakarım” biçiminde tehdit etmesi eylemini, kızı T..'yı kendilerine bildirmeden yanında tutarak ya da zorla hürriyetinden yoksun bırakmak suretiyle gerçekleştirilen, haksız ve suç oluşturan davranışını engellemek, kızına zarar verilmesini önlemek ve saldırıyı sonlandırmak amacıyla hal ve koşullara göre, haksız eylemlerin sürdürüldüğü sırada, onu geri getirilmesini temine yönelik olarak işlediğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK'nın 25. maddesinde öngörülen meşru savunma hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, tehdit suçundan mahkumiyete hükmolunması,B-Kabule göre de;1-Sanığın, kızının müşteki L.. tarafından kaçırıldığını duyması üzerine, kendisini telefonla aradığına dair savunması karşısında, sanık hakkında TCK'nın 29. maddesindeki tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,2-TCK'nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, 3-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş ve sanık G.. E..'ün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.