Tebliğname No : KYB - 2014/14532Tehdit ve hakaret suçlarından şüpheli A.. D.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14/11/2013 tarihli ve 2013/1690 soruşturma sayılı iddianamenin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170-174. maddeleri gereğince iadesine dair, Elmalı Sulh Ceza Mahkemesinin 28/11/2013 tarihli ve 2013/350 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile iddianamenin iadesi kararının kaldırılmasına ilişkin, Elmalı Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2013 tarihli ve 2013/315 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.01.2014 gün ve 14532 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre; hakaret ve tehdit suçlarının 5560 sayılı Yasanın 24. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesine göre uzlaşma kapsamında kaldığı ve aynı Kanun’un iddianamenin iadesi başlıklı 174/1 -c maddesinde belirtilen “Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle; önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen, iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.” hükmü gereğince, uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin iadesinin gerektiği gözetilmeden, 5271 sayılı Yasanın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları da anlatılmak suretiyle usulüne uygun uzlaştırma işlemi yapılması ve sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun değerlendirilmesini teminen itirazın reddi yerine, yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Tehdit ve hakaret suçlarından şüpheli A.. D.. hakkında yapılan soruşturma sonucunda, Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14/11/2013 tarihli iddianamenin, Elmalı Sulh Ceza Mahkemesince tehdit ve hakaret suçlarında usulüne uygun uzlaşma yapılmadığı gerekçesiyle iadesine karar verildiği, Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığının iade kararına itirazı üzerine, itirazı inceleyen Elmalı Asliye Ceza Mahkemesince itirazın kabulüne karar verilmesi üzerine, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Hakaret ve tehdit suçlarından kamu davası açılan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının yazılı talimatı olmaması nedeniyle usule uygun bir şekilde uzlaşma prosedürünün uygulanmamasının, iddianamenin iadesi sebebi olup olmayacağının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:5271 sayılı CMK’nın 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değişik “Uzlaşma” başlıklı 253. maddesinde;“(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),2. Taksirle yaralama (madde 89), 3. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),4. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),5. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239), suçları.” hükümlerine yer verilmiştir.Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere sair tehdit ve kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç hakaret suçları uzlaşmaya tabi suçlardandır. Ancak 26.06.2009 gün ve 5918 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nun 253. maddesinin 3. fıkrasına eklenen cümle ile uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alındığından, sair tehdit suçunun belirtilen tarihten sonra uzlaşmaya tabi olmayan bir suç ile birlikte işlenmesi halinde uzlaşma hükümleri uygulanamayacaktır.İnceleme konusu somut olayda; suç tarihi olan 25.09.2013 tarihinde, şüpheli A.. D..’ın okul müdürü olarak görev yapan müşteki Mustafa Tıraşoğlu’na hakaret ve tehdit ettiği iddiasıyla iddianame düzenlenmiş ve iddianamede şüphelinin eylemi, “müşteki M.. T..'nun A.. M.. Orta Okulunun Müdürü olduğu, şüpheli A.. D..'ın da eşinin aynı okulda öğretmen olarak görev yaptığı ve ders programı ile ilgili tartışma yaşadıkları bu sebeple müştekiye husumet besleyen şüpheli A.. D..'ın 25.09.2013 tarihinde müştekinin İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden çıkıp okuluna gitmek istediği sırada "senin ananı avradını s…rim, seninle bugün saat 5'de görüşeceğiz" diyerek hakaret ve tehdit ettiği,” şeklinde anlatılmıştır.Müşteki M.. T.. da kollukta verdiği 25.09.2013 tarihli ifadesinde, okul müdürü olarak görev yaptığını, şüpheli A..’nın eşi H.. D..’ın da aynı okulda öğretmen olarak görev yaptığını, H.. D..’ın 2013-2014 yılı öğretim yılı ders programının kendisine uymadığını belirterek değiştirilmesini istediğini, ancak programı değiştirmemesi üzerine kendisine husumet duyan şüphelinin, olay günü milli eğitim müdürlüğünden çıkarken isnad edilen suçları işlediğini ifade etmiştir. Bu itibarla, her ne kadar Cumhuriyet savcısının yazılı talimatı olmaması nedeniyle kolluk tarafından yapılan uzlaşma prosedürünün hukuka uygun olmadığı belirlenmiş ise de, şüphelinin hakaret eyleminin TCK’nın 125/3-a maddesi kapsamında kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi nedeniyle uzlaşma kapsamında yer almadığı, sair tehdit suçunun da uzlaşmaya tabi olmayan bu suçla birlikte işlendiği iddia olunduğundan, usulüne uygun uzlaşma prosedürünün uygulanmadığı gerekçesiyle iddianamenin iade edilemeyeceği anlaşılmakla, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.