Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak; Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda, sanığın Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesince 1136 sayılı Avukatlık Kanununa muhalefetten yargılandığı ve aldığı cezayı temyiz ettiği dilekçede yer alan, "hakimin her iki tarafa da eşit mesafede yaklaşması bağımsız ve tarafsız olması gerekir, ama hakim bu diğer ilkelerden tamamen uzak, sanki istiklal mahkemesi yönetircesine benim kendimi gerekli yer ve zamanda savunma hakkımı elimden almış, kendime savunmama engel olmuştur, benim üzerimde devamlı olarak psikolojik baskı kurmuş kendimi savunma hakkım elimden alınmıştır, bütün bunlar hakimin adil yargılama ve tarafsızlık ilkesini ihlal ettiğini göstermektedir. Sunmuş olduğum delil bulgu ve tanıkların bilgi ve ifadelerine hiç bakmaksızın, daha önceden düşünüp tasarladığı gibi önceden kararlaştırdığı ajandasındaki müsvette kağıdı çıkararak kararda yazılı olan ceza bildirimini yüzümüze karşı okumuştur. Hakim okadar ileri gitmiştir ki adeta kendisini hem hakim hem savcı yerine koymuştur, şöyleki davada ilk iki duruşmada tanık olarak dinlenen olayın önemli tanıklarından olan M. A. duruşmalarda olayın aydınlatılması, adaletin yerini bulması için sadece ve sadece doğruları söylediği için onu da dosya kapsamında sanık pozisyonuna getirmiş apar topar bir iddianame hazırlatmıştır" şeklindeki sözleri TCK'nın 128. maddesinde düzenlenen "iddia ve savunma dokunulmazlığı" kapsamında kaldığı ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,Kanuna aykırı ve sanık S.. İ.. ve müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.