MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇLAR : Yaralama, hakaretHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;1-Sanığa yükletilen, mağdur ... ve katılan ...'ı yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,Anlaşıldığından, sanık ...'ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,2-Katılanlar ... ve ...'a yönelik hakaret suçundan kurulan hükümlerin temyizine gelince;Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;Sanığın, kendisinden sigara isteyen eşi katılan ...'a hitaben sarfettiği, “git kendi paranla al, zıkkım iç” şeklindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek somut fiil isnadı yahut sövme niteliğinde bulunmadığı, kızı katılan ...'a söylediği, “o.... çocuğu” şeklindeki sözün ise, sövme niteliğinde olup, hakaret suçunun kanuni unsurlarını oluşturduğu, bu sözün, aynı ortamda bulunan eşi katılan ...'ın da, onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek küfür içerdiği ve sanığın tek fiil ile birden fazla mağduru hedef alarak yüklenen suçu işlediğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında, TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, iki ayrı hakaret suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması,Kanuna aykırı ve sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.