Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15695 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18233 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSuç : TehditHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle,başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede:1-Sanık hakkında üzerine atılı suçtan yapılan yargılama sonucu 26/05/2010 tarih, 2009/625 Esas, 2010/139 Karar sayılı ilam ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 08/06/2010 tarihinde kesinleştiği, Çanakkale 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/100 Esas 2012/566 Karar sayılı ilamının kesinleşmesi ile mahkemece verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı için ihbarda bulunduğu, ancak yapılan incelemede, hükmün açıklanmasına sebep olan kararda da sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinin ve CMK'nın 231/11. maddesinde belirtilen şartın gerçekleşmediğinin anlaşılması karşısında; koşulları oluşmadan hükmün açıklanması,2-Açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasanın 141. ve 5271 sayılı CMK'nın 34 ve 223, 230. maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması ve sanığın adresine çıkan duruşma gününü bildirir davetiyenin iade gelmesine karşın,yokluğunda yargılama yapılarak savunma hakkının kısıtlanması,3-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.