Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15039 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 33880 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Tehdit, mala zarar verme, izin belgesiz silah taşımaHÜKÜMLER : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:A-Sanık ... hakkında mala zarar verme suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ... müdafiinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, B-Diğer hükümlere yönelik temyize gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;1-Sanık ...’na yükletilen tehdit ve izin belgesiz silah taşıma eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunlarda öngörülen suç tiplerine uyduğu,Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.Ancak,24.03.2009 tarihli sorguda, sanık hakkında CMK’nın 113. maddesi gereğince yargılama giderlerini ve ileride hükmolunacak cezaları karşılamak üzere 3000 TL güvence miktarı karşılığı adli kontrol kararı verilmesi, güvence bedelinin CMK’nın 113/1-b bendinin 2 ve 3 nolu alt bentlerinde ifade edilen kamusal giderler ve para cezasına karşılık alınması, CMK’nın 115/3. maddesine göre de hükümlülük halinde güvence bedelinin kamusal giderler ve para cezasına mahsup edilmesine karar verilmesi gerekliliği karşısında; adli kontrol kararında yer almamasına karşın “usulüne uygun davetiye tebliğine ve duruşmadan haberdar olmasına rağmen, geçerli mazereti olmaksızın duruşmaları takip etmediğinden sanık tarafından soruşturma sırasında yatırılan adli güvence miktarı paranın CMK’nın 113 ve 115. maddeleri gereği Hazineye gelir kaydına” karar verilmesi, Kanuna aykırı ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye aykırı olarak, hüküm fıkrasından “Sanık usulune uygun davetiye tebliğine ve duruşmadan haberdar olmasına rağmen, geçerli mazereti olmaksızın duruşmaları takip etmediğinden sanık tarafından soruşturma sırasında yatırılan adli güvence miktarı paranın CMK’nın 113 ve 115 maddeleri gereği Hazineye gelir kaydına” ibaresinin çıkarılmasına, yerine “CMK’nın 115/3 madde ve fıkrasına göre adli para cezaları ve yargılama giderinin CMK’nın 113/1-b maddesi gereğince alınan 3000 TL güvence bedelinden karşılanmasına” ibaresinin eklenmesi biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümlerin, bu bağlamda ONANMASINA,3-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;Sanığın sabıka kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan eski mahkumiyet kararının, 5941 sayılı Kanunla suç olmaktan çıkartılan 3167 sayılı Kanuna aykırı davranmaya ilişkin olduğu, diğer mahkumiyet kararının ise suç tarihi itibariyle silinme koşullarının oluştuğu gözetilmeden, mala zarar verme suçunda seçimlik cezalardan hapis cezası tercih edilerek mükerrirlere özgü infaz rejimine hükmolunması yanında “sanığın sabıkalı geçmişi” şeklindeki gerekçeyle TCK’nın 62, 50 ve 51. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek, CMK’nın 231. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının da tartışılmaması, Kanuna aykırı ve sanık ...’nın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.