Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1- Görevi savsama ve suçu ihbar etmeme eylemleriyle ilgili olarak,Suçtan zarar görmediği halde mahkemece Yasaya aykırı gerekçeyle kamu davasına katılan olarak kabulünün, mağdura bu niteliği ve dolayısıyla Yasa yoluna başvurmak hak ve yetkisini kazandırmadığı,Anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1 ve 1412 sayılı CYY.nın 317.maddesi uyarınca yakınan Ali Erdem vekilinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 2- Kamu görevini usulsüz üstlenme suçuna ilişkin hükme yönelik temyize gelince;Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak; Köprülü Belediye Başkanı olan sanığın, Köprülü Beldesi Baş Yayla mevkiinde bulunan yakınanlara ait evlerin önündeki istinat duvarlarını kaçak olduğu gerekçesiyle belediye iş makineleriyle yıktırması eylemi nedeniyle açılan kamu davasında;Sanık savunmalarında "yıkım yapılan yerin, Belediye Meclisinin almış olduğu 17.04.2002 tarih ve 2 sayılı kararı ile mahalle oluşması için İlçe İdare Kurulu'na başvurduklarını, 01.05.2002 tarihli İlçe İdare Kurulu kararı sonucunda 24.11.2003 tarihinde A…… Valisinin onayı ile P……yeni mahallesinin oluştuğunu, sözkonusu B…… Y…… mevkiinin de bu mahalle içerisinde kaldığını, yıkımların Belediyenin 09.08.2004 tarihli kararına istinaden 01.06.2005 tarihinde yapıldığını, yıkımdan önce tebligat yapılarak muhatapların bilgilendirildiğini ve uyarıldığını, yapı sahiplerinin belirtilen sürede sözkonusu yapıları yıkmadığını, Valiliğin, yaylanın mahalle olmasına onay vermesi üzerine buranın belediyeye ait bir mahal olduğunu düşünerek buraya müdahale ettiklerini" öne sürmüş olup; mera, yaylak ve kışlakların tahsis ve kullanım amacının Mera Kanununun14. maddesi uyarınca ilgili Bakanlığın talebi, Maliye Bakanlığının ve Valiliğin uygun görüşü üzerine Bakanlıkça değiştirilebileceği, kadimden beri yayla olarak kullanılan Baş Yaylasının, tahsis amacının değiştirilmesi hususunda bir karar verilmediği gözetilerek, sanığın sözkonusu idari kararların hukuksal değerden yoksun olduğunu bilip bilemeyeceği tartışılıp kast unsurunun varlığı belirlenip, yıkılan yerlerin kaçak yapılaşma olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre; sanığın yasada belirlenen koşullara aykırı olduğunu bilerek yapıları yıktırdığının kabul edilmesi halinde TCY'nın 257. maddesinin uygulanması gerektiği düşünülmeden, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle yazılı biçimde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş ve yakınan A…… E…… vekili ile sanık M…… K…… müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.