Tebliğname No : KYB - 2013/397708Yaralamaya teşebbüs, hakaret ve sair tehdit suçlarından sanık M.. A..'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 35/2, 125/1-4, 106/1-2. cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500 Türk lirası, 2.320 Türk lirası ve 500 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair, Silifke 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 28/05/2013 tarihli ve 2012/1244 esas, 2013/471 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25/12/2013 gün ve 397708 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun, "Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz" şeklindeki 73/4. maddesi karşısında, adı geçen sanığın üzerine atılı kovuşturması şikâyete bağlı olan kasten yaralama, hakaret ve sair tehdit suçları ile ilgili müşteki H.. K..'un Cumhuriyet Savcılığına verdiği şikâyet dilekçesinde söz konusu olaydan dolayı daha önce şikâyetinden vazgeçtiğini beyan etmesi, aynı zamanda dilekçesi ekinde yer alan 28/05/2012 tarihli tutanağa göre taraflar arasında yaşanan olay üzerine jandarma tarafından tutanak tutulduğunun belirtilmesi, sanık tarafından ibraz edilen Jandarma tarafından tanzim edilen 28/05/2012 tarihli tutanağa göre tarafların uzlaştığının beyan edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın gerçekleştirdiği eylemler bakımından kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi yerine mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Yaralamaya teşebbüs, hakaret ve sair tehdit suçlarından sanık M.. A.. hakkında yapılan yargılama sonucunda, Silifke 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 28/05/2013 tarihli kararıyla, adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, yüze karşı verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, bu cezaların infazı sırasında müşteki H.. K..'un hükümden önce şikayetinden vazgeçmiş olmasına rağmen, bu husus gözetilmeden sanığın cezalandırılmış olduğu belirlenerek, kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Kovuşturması şikayete bağlı olan hakaret, sair tehdit ve yaralama suçlarında, hükümden önce gerçekleşen şikayetten vazgeçme nedeniyle CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kamu davalarının düşürülmesi zorunluluğunun gözetilmemesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:5237 sayılı TCK'nın 131/1. maddesinde, "Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır." TCK'nın 86/2. maddesinde, "Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.” TCK'nın 106/1-2 cümlesinde ise, "...malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur." hükümlerine yer verilmiş,Aynı Kanun’un 73. maddesinin 4. fıkrasında da, "Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür." hükümleri düzenlenmiştir.5271 sayılı CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrasında, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir." hükmü yer almaktadır.İncelenen dosyada; müşteki H.. K..'un Silifke Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu 11.06.2012 tarihli dilekçesinde, olay günü jandarmanın okula gelmesi üzerine okul müdürünün araya girmesi nedeniyle şikayetinden vazgeçtiğini belirtmesi, 28.05.2012 tarihli jandarma tutanağında da sanığın özür dilemesi nedeniyle tarafların uzlaştığının yer alması karşısında, taraflar arasındaki olayın görevden kaynaklanmadığı da gözetilerek, sanık hakkında yaralamaya teşebbüs, sair tehdit ve hakaret suçlarından açılan kamu davalarının, TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, şikayetten vazgeçme beyanı dikkate alınmadan kurulan mahkumiyet hükümlerinin hukuka uygun olmadığı anlaşılmaktadır.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yapılan açıklamalara göre yerinde görüldüğünden,1- Yaralamaya teşebbüs, hakaret ve sair tehdit suçlarından sanık M.. A.. hakkında, Silifke 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 28/05/2013 tarih ve 2012/1244 esas, 2013/471 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 2- Anılan Kanun maddesinin 4/d fıkrası uyarınca karardaki hukuka aykırılık, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilmesini gerektirmekle; sanık hakkında yaralamaya teşebbüs, sair tehdit ve hakaret suçlarından açılan kamu davalarının, TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE,3- Bu suçlardan hükmolunan cezaların infaz edilmemesine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.