Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12046 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 10651 - Esas Yıl 2009
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Sanık hakkında verilen hükümlülük kararlarının gerekçesinde C.Savcısının davanın esası hakkındaki görüşüne yer verilmeyerek CYY'nin 230/1-a maddesine uyulmaması,2- Sanığın şantaj eylemine ilişkin, lehe olan yasa hükümlerinin belirlenmesinde; suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY'nin 107. maddesine 2. fıkranın 5377 sayılı Yasa ile 08.07.2005 tarihinde eklenmesi karşısında, sanığın "katılanın kendisiyle birlikte olmadığı takdirde hakkında iftira atacağı ve başka erkeklerle birlikte olduğu dedikodusunu çıkaracağını" söyleyerek tehdit etmesi eyleminin, aynı Yasa'nın 106/1-2. cümlesinde düzenlenen sair bir kötülük yapacağından bahisle tehdit eylemi kapsamında kaldığı ve sanık lehine sonuç doğuracağının, ayrıca 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMY'nin 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmaya tabi olduğunun ve uzlaştırma işlemleri yapılıp sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,3- Kabule göre;a) Sanığın, şantaj eylemi yönünden temel adli para cezasının 450 TL yerine 489 TL olarak uygulanmak suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,b) Sanık hakkında şantaj eyleminden hüküm kurulurken 765 ve 5237 sayılı Yasa hükümleri karma olarak uygulanarak 5252 sayılı Yasa'nın 9/3. maddesine aykırı davranılması,c) Yasal olanak bulunmadığı halde, 765 sayılı TCY ile 5237 sayılı TCY'den kurulan hükümlerin toplanmasına karar verilmesi,d) TCY'nin 53/1-c madde ve fıkrasında belirtilen hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a,b,d,e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından, hükmedilen özgürlüğü bağlayıcı cezanın infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, o yer C.Savcısı ile sanık Kadir'in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.