Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12045 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 21412 - Esas Yıl 2010





Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Sanıklara ait nüfus ve adli sicil kayıtları getirilip okunmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmak suretiyle CYY'nin 2091. maddesine uyulmaması,2- İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir. Yargılamaya konu somut olayda; sanıkların Kaymakamlık makamına verdikleri şikayet dilekçesinde, "Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan öğrenci taşıma ihalesine siyasi nedenlerle fesat karıştırıldığının köyde dedikodu olarak söylendiğini..." ifade etmelerinin sanıkların şikayetine konu iddialarının ispat edilememiş olmasının tek başına suçun oluşumu için yeterli sayılamayacağı, Anayasal bir hak olan şikayet hakkını kullanan sanıkların ne şekilde iftira kastı ile hareket ettiği açıklanmadan hükümlülük kararı verilmesi,3- Kabule göre;5271 sayılı CYY'nin 5728 sayılı Yasa ile değişik 2315. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,b) Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir.Anılan maddenin 6c fıkrasında belirtilen zarar kavramı, ölçülebilir, belirlenebilir (somut) maddi zarara ilişkin olup, manevi nitelikte zararı kapsamamaktadır.İncelenen dosyada, sanıklara yükletilen iftira suçunun mağduru olan katılanların, maddi nitelikte bir zararının söz konusu olmaması nedeniyle bu koşulun yerine getirilip getirilmediğinin araştırılıp irdelenmesine gerek bulunmamaktadır. Yapılan açıklamalar karşısında, sanıkların hukuksal durumunun, aynı fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki koşullar yönünden yeniden tartışılması zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar Zinnur, Mehmet ve Nurullah'ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esashüküm mahkemesine gönderilmesine, 05.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.